Sun-Ken Rock’ın Mangakası Boichi
Sun-Ken Rock Mangakası Boichi Konuştu.
29 Ocak 1973 Güney Kore doğumlu, Sun-Ken Rock ile ünlenen, “Boichi” adını kullanan mangaka Mujik Park’ın hayatına, azim dolu kariyerine ve eserlerine dair bilinmeyenler, mangakanın sunkenrock.com’a yaptığı röportajla birlikte ortaya çıktı. Ayrıca Kore ve Japon mangaları arasındaki farklar, mangakanın Photoshop kullanımı, dijital mangalar, webtoonlar ve manganın geleceeği gibi manga sektörüyle ilgili önemli konular hakkında oldukça bilgilendirici mesajlar verdi. Pek çok şeyi ilk kez açıklayan Boichi’nin sözlerini Türkçe olarak sizlere aktarıyoruz.
Japonya’ya geldiğinizden sonra sanat stiliniz ve hedef kitleniz önemli ölçüde değişti. Shoujodan seinene geçiş yapmaya nasıl karar verdiniz?
Boichi : İlk olarak sunkenrock.com’a benim ve çalışmalarım için yaptıkları her şeyden ötürü çok minnettarım. Aynı zamanda sunkenrock.com’u ziyaret eden ve çalışmaları takip eden dünya üzerindeki hayranlara minettarım. İçten ve tüm kalbimle teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
Sizin de bildiğiniz üzere ben Kore’de shoujo mangakası olarak 10 yıl çalıştım. Sadece para kazanmak için shoujo manga çizmedim; ama yine de benim kimliğim shoujo mangakasıydı.
Çocukken bilim kurguyla büyüdüm. Bir bilim-kurgu manyağı gibi yaşadım; ancak sonra 18’ime geldiğimde ilk shoujo mangamı okudum. Yaratıcı dünyası kesinlikle inanılmazdı. Tamamen içine çekildim. Bu yüzden shoujo manga üzerine çalışmaya başladım, bu esnada 20 yaşımda Koreli genç kızların manga dergilerinde ilk çıkışımı yaptım. Sonrasında bir süre shoujo mangaka olarak yaşadım. Bu, 1993’ten 2003’e kadar sürdü.
1997’ye, yani geri döndüğümüzde ben shoujo mangakası olarak çalıştığım sırada Kore Hükümeti, 1997 Çocukları Koruma Yasası’nı duyurdu. Birçok Koreli mangaka ve yönetmene dava açıldı. Kore Okul Aile Birlikleri ve davacılar bizim mangamızın çocuklar ve gençler için zararlı olduğunu belirtti. Bize suçlu gibi davrandılar. Hatta zaman zaman bizi mahkemeye çağırdılar.
Her şey başlamadan önce Kore manga pazarı 4 büyük yetişkin mangaya sahipti (hentai veya ero’dan ziyade seinen), hepsi iyi satıyordu. Çocukları Koruma Yasası’nın ardından bu dört yetişkin mangası, yasalar tarafından yayınlanması durdurulmaya zorlandı.
Yasalar doğrudan mangaların yayınlanmasını engellemezken birçok yetişkin mangakası Çocukları Koruma Yasası kuralları altında kendilerini ifade edemediler ve kitapçılar bundan sonra yetişkin ve yetişkin-genç mangaları ve başlıklarına hoş bakmadılar veya göstermediler. Hatta çocuk mangalarını bile küçük gördüler. 1997 Çocukları Koruma Yasası bütün Kore manga endüstrisine kayda değer bir darbe vurdu.
Kore mangasının karanlık çağı yeni başlamıştı.
Bunun mangakalar ve Kore manga endüstrisi için tamamen haksızlık olduğunu düşündüm. Manga çizmeye, makale yazmaya ve sokaklarda ifade özgürlüğü hakkında protesto yapmaya başladım. Hiç kimse veya hiçbir güç mangakanın kalem tuttuğu eli ve yaratma tutkusu karşısında kazanamazdı, onlara bunu kanıtlamak istedim.
Anlaşmazlıklara rağmen kendi sebeplerimden dolayı, biraz ero-manga çizdim; ancak bu sadece bireysel azimin gösterdiği bir eylemdi. Sonradan bu da yasaklandı.
Zaman geçti ve 2003’te durumumu tekrardan gözden geçirdim. Değerli Koreli hayranlarıma Kore’de asla shoujo manga çizmeyeceğimi ve dahası sokaklarda bir daha protesto yapmayacağımı belirttim. Kore film sanat okulunda benim manga teorisi işini deneme ve yürütme kararını alırken, Japonya’da sahneye çıkışıma konsantre olmaya başladım. Sonuç olarak Japonya manga endüstrisinin Kore’de asla karşılaşamayacağımız özgürlüğünün keyfine varmaya karar verdim. Bu yüzden Japonya’da yeni kariyerim olan ero-mangakalığa başladım.
2004’te film okuluna gittim, Japonya’da birkaç ero-mangayı duyurdum ve sonunda burada gerçek bir mangaka oldum. Japon manga endüstrisi çok büyük ve gerçekten harika. Burada çok yetenekli mangakalar kendi mangaları üzerine çok sıkı çalışıyorlar ve ben yeterince şanslıydım ki büyük Japon mangaka ve yönetmenlerle tanışabildim. Dahası, daha önce yapamadığım özgürlük konuşması ve açıklamasıyla tebrik edildim. Bu görüşler benim gelişmeye devam etmeme yardım ettiler bence.
Wallman’ın Sun-Ken Rock’la birçok bağlantısı var. Bunu, Sun-Ken Rock’un devamı olarak mı planlıyorsunuz, yoksa daha farklı bir çalışma mı var?
Bu soruya cevap vermeden önce ilk olarak diğer mangalarımdan biri olan H.E. The Hunt for Energy’i açıklamam gerek.
2011’de Japonya, Tohoku depremi diye bilinen korkunç bir doğa olayına maruz kaldı. Bunun ardından olayın şokunu atlatamayan Japonyada’ki ve dünya üzerindeki hayranlarım için ne yapmam gerektiğiyle ilgili derince düşünmem için zaman gerekliydi.
Ben bilim-kurgu manyağıydım ve bilim-kurgu mangası yapabilmek için üniversitemde yoğunca Fizik eğitimi aldım. Aynı zamanda doğal enerjiye çocukluğumdan beri ilgi duyuyordum. Bu yüzden doğal enerjinin arkasındaki gerçeği açıklamak ve keşfetmek amacıyla manga çizmeyi planladım. Mangalarım bu konuda değerli bir eğitim aracı olabilirdi.
Shueisha adındaki Japon yayımcısı benim projemi anladı ve bana projemi kendi manga dergilerinde duyurma şansı sundu. Sonuç olarak 2013’ün başlarında bitirdiğim H.E’ye başladım.
Sonrasında, diğer işimin daha eğlenceli olması gerektiğine karar verdim ve tekrar, Shueisha bana şans verdi. Bu süre içinde “Hırsızlar, 2012” adındaki Kore aksiyon filmini izledim. Bu filmin aksiyon stili benimle kaldı ve hızlıca benim en favori aksiyon film tarzım oldu.
“Hırsızlar” bana film koleksiyonumda bulunan Hong Kong yapımı aksiyon filmi “Time and Tide, 2000” ve onun kadar iyi Tayvan yapımı aksiyon filmi “Chocolate, 2008″i hatırlattı. Bu filmler bana büyük ilham sağladılar. Katillerin tel kullanma şekilleri ve binaların etrafında dövüşmelerinin mangada görülmesinin ilgi çekici olacağını düşündüm.
Bir gün, Shueisha’nın genç-yetişkin manga dergisi Grand Jump’ın editörü bana genç yetişkinlerin okuması için eğlenceli bir çalışma sordu, ben de ona katillerin tel kullandığı ve binalar kenarlarında dövüştüğü konsepti anlattım. Bu fikir bugün çalıştığım Wallman serisine dönüştü.
Bu zamanda, Wallman ve Sun-Ken Rock birbirleriyle hiç bağlantılı değillerdi. Wallman’ı çizmeye hazırlandığımda ikisinin sonunda birbirine bağlanabileceğini düşünmüştüm. Bu noktada ilk kez Wallman hakkında spoiler paylaşacağım.
UYARI: Bir alttaki paragraf SPOILER içerir.
Sun-Ken Rock’ın Tanrıçası Yumin Wallman’de ortaya çıkacak! Daha önce Sun-Ken Rock’ta görünen Wallman’deki Nami ile birlikte çifte crossover yapacağım. Yumin Wallman’de çok daha önemli rol oynayacak. Wallman’in hikayesini H.E’nin bayan kahramanıyla birleştirmeyi düşünüyorum. Eğer her şey planladığım gibi giderse Sun-Ken Rock, H.E ve Wallman tamamen birbirleriyle bağlantılı olacak. Aynı zamanda diğer mangam The Origin de Wallman’in hikayesinin 30 yıl sonrasını konu alacak ve bu da bağlantılı olacak. Şimdilik The Origin ile ilgili daha fazla bilgi veremem.
Sun-Ken Rock’un Final arc’a girmesiyle birlikte herhangi bir yeni manga planınız var mı?
Boichi : Şu an en büyük endişem Wallman üzerinde çalışmak, buna rağmen yeni eserler konusunda planımlarım var. Şanslıysam, yakın zamanda bunları duyurabilirim. Spoilerda belirttiğim The Origin henüz planladığım gibi değil.
Studioboni Deviantart galerisinde sanat çalışmaları koleksiyonunuz var. Gelecekte sanat kitabı yayınlamayı planlıyor musunuz?
Boichi : Menajerim ve ben çalışmalarımı genelde iki büyük sebepten dolayı Deviantart’a sunmaya başladık: Birincisi, benim en yeni çalışmalarımı dünyadaki hayranlarıma olabildiğine hızlı ve mümkün şekilde göstermek ve stüdyo haberleriyle birlikte paylaşmak. İkincisi ise Japon hayranlarım için. Onlara Japonya’da çalışmaya başlamadan önce yaptığım en eski çalışmalarımı göstermek istiyorum.
Sun-Ken Rock İngilizce dijital olarak yeni sunuldu. Sizin dijital manga hakkındaki görüşünüz nedir?
Boichi : 1998’e baktığımızda çalıştığım yayımcılardan bazıları işimi korkunç derecede bozdular. Onlar bunun kazara olduğunu söylediler; ama bu, benim çalışmalarımı önemsemeyi reddeden yayımcılarla asla çalışmama sonucuna götürdü. Orijinal çalışmalarımı yayımcılara göndermeyi bıraktım ve geleneksel tarzdaki manga çalışmasını durdurdum. Örneğin çalışmalarımdaki ekran tonlarında Photoshop kullandım ve rötuşları dijital olarak eklemeye başladım.
Dijital manga planındaki Photoshop ile çalışmaya başlamadan önce erken çıkarımımı yaptım. Çalışma tarzımın gelecekte dijital mangayla uyumlu olması gerektiğini biliyordum ve kendimi çeşitli gelecek dijital manga sistemleri için hazır hissetmeliydim.
1999’a geldiğimizde,1997 Çocukları Koruma Yasası’ndan 2 yıl sonra Kore manga piyasası ezildi. Kore manga sistemi diğer dijital manga servislerinin yanı sıra dijital dergi (Webzine) olarak bilinen yeni bir piyasa oluşturma çalışmasına başladılar. Kore Webzine hareketine dahil oldum.
Dijital manga, manga sektörünün son derece önemli bir parçasıdır. Daha önce de böyleydi, şimdi de böyle. Manga ile ilgili her şeyi seviyorum. Geçmişteki, günümüzdeki ve gelecekteki mangaları seviyorum. İnanıyorum bir gün manga farklı kutuplar ve pozisyonlardaki kişiler tarafından sevilecek. Okuması çok eğlenceli. Bana göre yazılar ve görüntülerin bir uyumu kapsadığı insanlık tarihinin yapmış olduğu en dolu medya aracıdır.
Manganın yapabildiği yazı ve görsel birleşimi yapabilecek başka bir medya aracı yok. Çarpıcı bir şekilde, manganın yazı ve görselleri, hikaye anlatımına kattıkları, onu gerçekten eşsiz kılıyor. Diğer yayınlara göre hala genç bir tür olmasına rağmen, manga hala gelişme potansiyeline sahip. Düşüncem bu şekilde.
Farklı manga çeşitlerinin farklı kitlelere birçok değişik şekilde eşit ölçüde eğlence sunduğu bir hayalim var. Akıllı telefonlar büyük çoğunluktaki okuyucuların manga okuması için avantajlar getirdi ve insanlara mangalardan onların istedikleri kadar eğlenebilme fırsatını sundu. Manga tabletler ve akıllı telefonlardaki en iyi içerik haline gelecek. Tablet veya akıllı telefonlar aracılığıyla eğlence veren manganın dışında hiçbir yayın yok.
Bana göre en başında tabletler mangalar için üretildi. Lütfen, gözlerinizi kapatın ve sadece bir süreliğine hayal edin.
1-2 inç (2,5cm/5cm), küçük bir alan miktarı manga okumak için yeterli, ve bu küçük boşluk bölüm sana tonlarca eğlence getirebilir.
Manga, tarihinin son yüz yılında, kağıt gibi düz zeminlerde 2D türünde küçük bir boşlukta engin bir eğlence vermesine rağmen herhangi bir zemin manga gösterimi için kullanıldı. Hatta yapıların duvarları ve otobüslerin yan tarafları mangalar için müthiş yerlerdi.
Sonra, akıllı ekranlar sevimli chibi manga karakterleri için müthiş bir oyun alanı olacak. Bu dijital dönemde, akıllı ürünlerde manga için muhteşem düzgün zeminler mevcut. İpad veya iphone’larından başka türlü bir eğlence arayan bu kadar insan olduğu sürece, manga arama heyecanlarını canlı tutan, mangaya karşı sevgi ve tutkuları olan bir kitle her zaman var olacaktır.
Bugüne kadar yapılan en eğlenceli okuma türü ve yine ucuz. Dijital çağ mangaya kanatlarını verecek!
Eğer dijital içerik servis şirketleri müşterilerine beş dakikalık eğlence tekif etmek isteseler, çalışanlarının ücretini $500 gibi düşük bir seviyeye mi çekecekler? Ya Animasyonlar ve oyunlar? Üreticiler müşterilerinin bu fiyata karşı öfkelerini yatıştıramazlar bile, dahası animatörler ve oyun yapımcıları bu değersiz $500 için çalışmaya başlayamazlar.
Ekibim ve ben mi? Bu fiyat için biz okurlara 3-5 sayfalık bir manga öneririz. (Dürüst olmak gerekirse, her zamanki sayfa başı ücretimden indirim yapardım ^^.) Dahası sadece 500 dolar için 10-20 sayfa çizebilecek yeni başlamış bir sürü mangaka olurdu. Bu düşüncede, dijital manganın geleceği benim için olumludur.
Manganın dijital çağda ilerleyebileceğinin yanı sıra modern mangakaların akıllarında tutmaları gereken iki şey var.
İlk olarak, manganın hangi tür dijital medya veya flat-form vasıtayla iletildiği önemli değil, o manga olmalı. Ne olursa olsun. Akıllı ekranlardaki dijital manga her kısımda hareket veya ses efektine sahip değil. Yüz yıl öncesinin en büyük mangakası bize cevabı açıkça verdi. Manga, manga gibi gösterilmeli. Bu manga okumayı daha eğlenceli kılar.
İkincisi, manga dijital şartlara ayak uydurmalıdır. Kore’de webtoon sistemi gibi dijital manga teknikleri doğdu. Koreliler bunları “Çizgi film tomarı” diye adlandırıyor. Bu dijital şartlar içinde doğru tür mangayı nasıl bulabileceğimiz açısından muhteşem bir örnek.
En muhteşem ve en saygıdeğer Japon mangakalardan, Murata Yusuke-sensei, bizlere kendi web mangası Onepunch Man aracılığıyla dijital manganın geleceğini gösteriyor. O, herkese geleneksel manga teknikleri dahilinde manganın yeni dijital ortamda nasıl hayatta kalabileceğini gösterdi.
Bence bu iki madde en önemlileriydi.
Son soru. Dünya üzerinde birçok hayranınız var. Onlara ne söylemek isterdiniz? Bize zaman ayırdığınız için ve bize bunca yıl bize sunduğunuz müthiş mangalar için teşekkürler.
Boichi : Senin günlük yaşamında ızdırap çekmene ne sebep olur? Benim için depresyon, kokuşmuş erkek karakterler çizmek zorunda kalmayı hissetmek. Sadece erkeklerin kasları yani, biliyor musun? Her gün yatağımdan kalkıyorum ve masamda üçgen vücutlu yüzlerce ve yüzlerce erkek bulunması. Onların kürek kemiği kasları. Tüm bu erkeklerin kas açlığı beni bekliyor… Bu tamamen trajedi.
Bishoujo! Şirin bishoujo çizmek istiyorum. Sansürlenecek bishoujolar çizmek istiyorum. Biliyorsun şaka yapıyorum, değil mi? Değil mi…?
Tüm desteğiniz için teşekkürler. Desteğiniz, benim mangaka olarak yaşayabilmemin sebebidir. Umarım mangamın devamında eğlenirsiniz ve ben de mangada yeni yollar bulmak için çalışacağım, daha çok çalışacağım. Ben manga çizme uğruna yaşamak istiyorum. Daha çok çalışmaya devam edeceğim, daha çok. Benim daha çok çalışmam lazım; yakın gelecekte gerçekten size daha güzel çalışmalar sunmayı isterim. Hepinize çok teşekkürler.