Ruhların Kaçışı Filmindekiyle Çok Benzer Mekanlar
Ruhların Kaçışı Filmindekiyle Çok Benzer Mekanlar Görenleri Büyülüyor
Daha önceki bir Japonya’ya dair yazımızda animelerin Tokyo’nun en çok hangi bölgelerinde geçtiğinden ve birçok mekanın animelerde nasıl kullanıldığından bahsetmiştik. Şimdi yine buna benzer bir yazıyla karşınızdayız. Animelerde öyle büyüleyici mekanlar görüyoruz ki gerçekte imkansız gibi görünüyorlar, öyle değil mi? İşte bu seferki yazımız, bu tür mekanların çokça yer aldığı, birçok ödülün yanı sıra Oscar’ı da almış Hayao Miyazaki yapımı Sen to Chihiro no Kamikakushi, yani Spirited Away, yani Ruhların Kaçışı ile ilgili.
Ergenlik, kapitalizm, iş dünyası vs. gibi kavramların; çeşitli benzetmeler, sembolik öğeler ve her biri ayrı derinliğe sahip karakterler vasıtasıyla anlatıldığı bu hikaye aynı zamanda da masalsı, olağanüstü bir mekanda geçiyor.
Hikayenin geçtiği bu yerin Tayvan’da, başkente 30 km uzaklıkta bulunan Jiufen Dağ Bölgesi’nden esinlenilerek oluşturulduğu söyleniyor. Zamanında Japonya’nın topraklarına katmış olduğu Tayvan, birçok kültürü bünyesinde barındıran, bugün bile eski neslin hem Japonca hem de Çince konuşabildiği, bazı alanlarda hala Japon mimarisinin etkisinden söz edilebilecek benzersiz, masalsı aslında tam da Miyazaki’ye göre esrarengiz bir yer. 1950’lere kadar altın madenciliği yapılan müreffeh bir kasabayken sonrasında 2. Dünya Savaşı vs. gibi nedenlerden ötürü neredeyse bir hayalet kasaba haline gelmesi ve filmde de bu şekilde tasvir edilmesi çok şaşılası değil, ne dersiniz?
Filmin başlarında hatırlarsanız Chihiro ve ebeveynleri yollarını kaybederler ve yemek tezgahlarının sıralandığı bir sokağa gelirler. Yemek tezgahlarıyla kaplı bu gizemli sokağın Jiufen şehrinde var olan sokaklardan ilham alınarak oluşturulduğu söyleniyor. Miyazaki’nin Tayvan’a yaptığı gezi esnasında daha Ruhların Kaçışı gelişim sürecindeyken kırmızı fenerlerle kaplı bu uzun ve dolambaçlı sokakların taslağını oluşturduğu düşünülmekte.
- Chihiro’nun koşturduğu sokaklar
Filmde hatırda kalan mekenlardan biri de hiç kuşkusuz örümceğimsi bir yaratık olan Kamaji ve ona çalışan siyah tüylü küçük yaratıkların birlikte suyunu ısıttıkları hamam. Filmdeki birçok yapı gibi ne Japonya’ya ne de Çin’e ait bir tasarımmış gibi gözükmese de bünyesindeki manevi havayı hemen hissetmek mümkün.
Burasının ilham kaynağının ise Jiufen’deki büyük çay evi olduğu düşünülüyor. Miyazaki’nin burayı ziyaret ettiği ve buranın taslağını çıkarmak için burada zaman geçirdiği söylenenler arasında. Ahşap çerçevelere sahip pencere sıraları ile binanın tenteleri, yükseliş şekli ve gece ışıklandırıldığında büründüğü hal bu düşünceyi destekler nitelikte.
Gece olup da şehir ışıklandırıldığında ve bu durum karanlık deniz tarafıyla da desteklendiğinde ortam, filmdeki diğer dünyadan misafirleri taşıyan feribot sahnesini de hatırlatır bir hale geliyor.
Jiufen’de Miyazaki’nin bu başyapıtını hatırlatacak süslü dekorasyonlar ve daracık taş sokaklar dışında da bir çok yer mevcut anlaşılan.
- Miyazaki “Yüzsüz” karakteri için bu maskelerden esinlenmiş olabilir mi?
Tayvan’dan bu kadar bahsettik ama Çin’de de buraya şaşırtıcı derecede benzeyen bir yer mevcut. Sevimli pandaları ve mapo tofusuyla ünlü Sinchuan eyaletinde, Yangtze ve Jialing nehirlerinin buluştuğu noktada, Chongqing şehrinin kalbindeki Hongyadong şimdi bahsedeceğimiz yer. Kendisi bir köprü vasıtasıyla ulaşılabilen, Japon kalelerini anımsatan uzun bir yapı. Geleneksel mimariye sahip bu yapı 2006 yılında ticari ve turistik bir tesis olarak yeniden açılmış, seyahat ve alışveriş için bir merkez haline gelmiştir.
- Ruhların Kaçışı’ndaki hamamı hatırlatıyor bu yapı da.
Ruhların Kaçışı’ndaki mekanlara benzerliğinden dolayı son zamanlarda popülerliğini arttırmış; oteller, barlar ve kafelerle dolu bir labirent gibi birbirlerinin üzerine yığılmış 11 katlı bu tesise, sahip olduğu bu karmaşık tasarım ayrı bir çekicilik katarken; geceleri aydınlatıldığında oluşan turuncu parıltılarla başka bir dünyadan geldiğini düşündürebilir sizlere.
- Chongqing Turizm Bürosu’nun tanıtım videosu: