Masashi Kishimoto ve Eiichiro Oda Röportajı
Naruto’nun bittiğini öğrendiğinizde ne hissetmiştiniz, Oda-sensei?
O: Demek zamanı geldi. Elbette ki bir yalnızlık hissettim. Daha önceden haberim olmuştu ama bitmesini beklemiyordum.
K: Seri bittikten sonra, Oda-san’a bir mesaj gönderdim. Zaten birbirimizle sürekli konuştuğumuz için özel bir şey değildi. Fazla abartsaydım utanç duyardım. (gülüyor)
Jump’ın 2014/50. sayısında Naruto bitti. Naruto’yu temsil eden One Piece kapağı ve diğer bazı şeyler büyük ses getirdi.
O: Kishimoto-san’ın medya editörü önceden benim editörümdü. Bu yüzden Naruto sona erdiğinde böyle bir şey yapabileceğimizi düşünmüştük.
K: Ah, şimdi anlaşıldı. Bunu bilmiyordum.
O: Ama o editör ortaya bir fikir atmadı. (gülüyor) O sırada Naruto ile ilgili her şeyi çizmek istemiştim.
K: Anlıyorum. Kolay değil.
Kapakta menüdeki ilk heceleri sırayla yazınca “ナルとおつカレ三でした” mesajı ortaya çıkıyor. Bu da “Sıkı çalışman için teşekkürler, Naruto!” anlamına geliyor.
O: Bir ramen dükkanı çizip oraya bir şeyler saklamak istemiştim. Kimse fark etmeseydi, Kishimoto-san’a kendim söyleyecektim. Ancak kısa sürede görmüş herkes.
K: İlk başta fark edememiştim ben. Erkek kardeşim beni aradı ve menüyü dikkatlice incelememi söyledi. Ben de inceledim, vay canına. (gülüyor)
O: Ben aslında iyi gizlediğimi düşünmüştüm ama okuyucular hepsini bulmuş.
“Roka salatası”ndan yola çıkarak bulmuş okuyucular.
O: Luffy’nin (rufi) ru’sunu içeren bir yemek bulmuştum ama ufak restoranlarda onu görmek pek mümkün değil galiba. (gülüyor)
K: O kapaktan söz açılmışken, ramen yiyen Luffy ve et yiyen Naruto çok hoştu.
O: Luffy’ye etini paylaştırmak zor oldu. (gülüyor)
K: Ayrıca o bölümün başlığı olan ‘SMILE’ bende çok farklı bir etki yarattı. Okuyucular arasında büyük tartışmalara sebep olsa da, sanırım o mutluluğu bir tek ben hissettim.
O: Başlangıçta sadece kapakta değil de ana hikayede de bir yerlere Naruto ile ilgili bir şeyler saklamayı düşündüm. Ancak o sıralar Corazon’un geçmişini işliyordum ve Luffy ortalıkta değildi. Arka plana Naruto’nun simgesini eklemeyi ve Luffy’nin yüzüne Naruto’nun kıllarını eklemeyi düşündüm. Ancak Naruto bittiğinde, geçmişi anlatan bölümler daha bitmemişti.
K: Ah-ha. (gülüyor) O kapağı gördüğümde biraz daha devam edebilseydim güzel olurdu diye düşünmüştüm.
Naruto’nun final bölümünde Kishimoto-sensei, Naruto’ya hasır şapkaların simgesini eklemişti.
O: Ah, o mu… Bölüm yayımlanmadan önce Kishimoto beni aradı ve bunu söyledi. Hasır şapkaların sembolünü çocuk karalaması gibi çizmenin uygun olup olmayacağını sordu. Elbette ki sorun olmaz. Ama nihayetinde Naruto’nun son bölümüydü, bu yüzden Naruto hayranlarının buna sinirleneceğinden korkmuştum.
K: Sorun değil. (gülüyor) Sembolü oraya koyunca büyük bir tartışma çıkacağı belliydi.
O: Ama o kadar büyük olacağını tahmin etmemiştim. (gülüyor) İnsanlar aynı dergideki farklı mangakalar arasındaki ilişkilerin mücadele yüzünden pek iyi olmayacağını düşünür genellikle ama aslında bu doğru değil. Biz çok iyi arkadaşız.
K: Doğru. Aslında, herkes birbiriyle iyi geçiniyor.
O: Jump’ta aynı anda iki tane savaş mangasının yayımlanması Kishimoto-san’ın katkılarıyla oldu.
K: Ne diyorsun…
O: Aynı özelliklere sahip olan ve beraber yayımlanan mangalar, okuyucu elde etmek için kolayca savaşabilirler. Ancak Kishimoto-san bundan iyi bir şekilde kaçındı ve Naruto ile One Piece’i çakıştırmadı.
Etkilendiğiniz mangalar var mı?
K: Akira Toriyama-sensei’nin müthiş bir etkisi olduğu bir gerçek. Dragon Ball’dan bahsetmeye gerek bile yok (çok iyi), Dr. Slump’ı da çok seviyorum ben. Ayrıca Katsuriho Otomo-sensei’nin Akira’sı da sevilmeyecek gibi değil.
O: Kishimoto-san’ın çizimlerini ilk gördüğümde, Otomo-sensei’nin etkili renklendirmeleri aklıma gelmişti.
K: Demek fark ettin. (gülüyor)
O: Bir mangaka, başka bir manganın çizim tarzına ve hikayesine bakarak esin kaynaklarını söyleyebilir.
K: Şahsen hikaye konusunda Dragon Ball’dan esinlendim. Shounen tarzı, heyecan verici hikaye gelişimi. Goku’nun bir bebeğinin olması filan, sevdiğim tür. Ayrıca Toriyama-sensei’nin çizimlerinde siyah ve beyazı oranlaması inanılmaz derecede güzel.
O: Şimdi bile baktığımda Toriyama-sensei’nin çizimleri hiç eski moda gibi durmuyor. Mükemmel tasarımlara sahip.
Mangakalar dışında başka kimlerden etkilendiniz?
K: Birçok animasyon tasarımcısından.
O: Kishimoto-san ile birlikteyken, daha önce ismini duymadığım birçok animasyon tasarımcısını tanıma fırsatı elde ediyorum. Naruto animeye dönüştürüldüğünde Kishimoto-san animasyon yapımcısını kendi seçmişti, değil mi?
K: Evet. (gülüyor)
O: Animasyon konusunda bir dahi olan Kishimoto-san dışında hiçbir mangaka bunu yapamaz.
K: Benim seçtiğim yapımcı daha önce Fransa gibi yabancı ülkelerde tanınmış birisi idi. Daha manga çizmeye yeni başladığım sıralarda bile eğer Naruto bir gün animeye uyarlanırsa onun yapımcı olmasını istiyordum. Yapımcının yurt dışında tanınmış olması, Naruto’nun da yabancı ülkelerde popüler olması anlamına geliyordu.
O: Naruto’nun dünyada popüler olacağı belliydi zaten.
K: O zamanlar ‘keşke gerçek olsa’ diye düşünüyordum sadece.
O: Kishimoto-sensei gerçekleşmeyecek bir hayal olduğunu söyledi ama o zamanlar Naruto başlayalı daha 2-3 yıl olmuştu. Normalde bir mangaka o kadar ilerisini düşünemezdi. (Oda bunun inanılmaz bir şey olduğunu söylüyor.)
Bu hayalin gerçekleşmesi güzel bir şey, peki ya sizi kim etkiledi, Oda-sensei?
O: Gerçekten bir kişi söylemem gerekseydi, Hayao Miyazaki-sensei derdim.
K: Oda-san’ın harika bir özgünlüğü var. Başkaları tarafından etkilenmiş biri gibi gözükmüyor.
O: Çünkü çok fazla manga okuyan normal bir çocuktum. Şimdi düşünüyorum da iyi yapmışım. Ayrıca Jump’ın altın çağının ortasında doğduğum için şanslıymışım. Okuyunca eğlenebilecek yaşa geldiğimde okumaya başlamıştım.
K: Evet, aynen öyle. Hikaye şu yönde gelişmeliydi ki heyecan versin. Ciltleri toplu olarak satın alıp bütün bölümleri bir anda okumaktan farklıydı. Jump’ı haftalık olarak satın alırsanız ve haftalık olarak takip ederseniz derin bir biçimde hissedebilirsiniz.
O: Jump’ın kibrinden en çok bizim neslimiz keyif aldı. (gülüyor)
Sonraki sayfada devam ediyor…