Makoto Shinkai
Görsellik Üstadı
Gerçek ismi Makoto Niitsu olan ünlü yönetmen 9 Mart 1973 yılında Nagano’da dünyaya gelmiştir. Chuo Üniversitesi’nde Japon Edebiyatı okuyan Shinkai, üniversitenin çocuk edebiyatı kulübündeyken resimli kitaplar çizmeye başlar. Çocukluğundan beri yeni şeyler yaratma tutkusunda olan Shinkai’nin en büyük hayali kendi manga, anime ve kitaplarını çıkarabilmekti. Nitekim bu hayalini gerçekleştirmiştir. Okuldan mezun olduktan sonra Falcom şirketinde iş bulan Shinkai gelecekte yapacağı tüm anime müziklerinin yaratıcısı olan arkadaşı Tenmon ile burada tanışır. Makoto Shinkai, Tenmon ve Shinkai’nin nişanlısı olan bu üç kişilik grup She and Her Cat adındaki ilk animasyonu meydana getirerek anime dünyasına giriş yaparlar.
She and Her Cat, gerçeğinden ayırt etmekte zorlandığımız manzara çizimleriyle tanınan Shinkai bu animasyonu siyah beyaz yapmayı tercih etmiş, çokta başarılı bir iş çıkarmıştır. Kendi bakış açısıyla sahibini betimleyen bir kedinin samimi duygularını melankolik bir biçimde dile getiren kısa bir yapımdır. Kısa olduğu için kolayca göz ardı edilebilecek bir animeye neden yer verdiğim konusuna gelirsek; kediyi dile getiren sesin sahibinin Shinkai Makoto’nun ta kendisi olmasıdır. Bayan karakteri ise nişanlısı seslendirmiştir. Kendim çizer, kendim seslendiririm hesabı.
Ayrıca bu kısacık animenin Shinkai’nin hayatının dönüm noktası olduğunu biliyor muydunuz?
Video oyunları geliştirici şirketlerden biri olan Falcom‘da 5 yıl video oyunları, grafik tasarımları ve animasyon departmanında çalıştı. Elini attığı her işte başarılı olan Shinkai bu şirkette edindiği bilgi ve deneyiminin de sayesinde 1999 yılında “Kanojo to Kanojo no Neko (She and Her Cat)” adlı ilk kısa filmini yaptı. Bu 5 dakikalık, siyah beyaz anime Shinkai’ye bir çok ödül getirerek yeni bir dünyanın da kapılarını açmış oldu. En büyük ödülü ise 2000 yılında DoGA CG animasyon yarışmasını kazanmıştır. Bu ödül sayesinde bir çok anime şirketinin dikkatini çekmiştir.
Kedilere sempatisi olduğu bilinen yönetmenin Japon animasyon endüstrisindeki çeşitli yönetmenler tarafından, 15 kısa animeden meydana getirilen Ani*Kuri15 adlı çalışma için yaptığı “Neko no Shuukai” animesinde de kedilere olan ilgisini görebiliriz.
DoGA CG yarışmasında büyük ödülü kazanan Shinkai yavaş yavaş bir aydınlanma yaşayarak bir kaç ay içerisinde “Hoshi no Koe (Voices of a Distant Star)”‘nin hikayesini yazmaya başlar. Uzaylı bir ırkla insanlar arasında patlak veren bir savaşın ortasında kalan iki liseli sevgilinin, erkek karakterin savaşa katılmasıyla yaşanan ayrılığı konu alır. Sevgilileri bağlayan tek şey cep telefonlarıyla birbirlerine yolladıkları mesajlardır. Dram ve bilim kurgu tarzındaki hikayesi CoMix Wave stüdyosu aracılığı ile 2002 yılında tek bölümlük bir anime olarak piyasaya sürülmüştür. Ailecek kendim çizer kendim seslendiririm mantığını devam ettiren Shinkai bu çalışmasında da yine ana karakterleri kendisi ve nişanlısı seslendirmiştir.
Hoshi no Koe ile mali yönden başarı elde eden Shinkai’nin sıradaki projesi “Kumo no Mukou, Yakusoku no Basho (The Place Promised in Our Early Days)”. Farklı bir zaman diliminde İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda bölünen Japonya’da 3 arkadaşın bir gün Hokkaido’ya inşa edilen devasa kuleyi görmek için sözleşmeleriyle başlayan 90 dakikalık ilk uzun metrajlı filmdir. Film biraz durağan olmasının yanı sıra yine şahane bir görsellik sunuyor. Film, eleştirmenlerce beğenilerek bir çok ödülü toplamıştır. Genç yaşında üç kısa film, bir orta ve bir de uzun metraj filmi bizlere kazandıran Shinkai, yolun başında olan bir yönetmene göre çok fazla övgü kazanmıştır. Hatta bu filminden sonra yeni bir Hayao Miyazaki doğuyor söylemleri ortaya çıkar. Shinkai’nin en sevdiği film Laputa: Castle in the Sky olduğu için bu söylemler genç yönetmeni onurlandırmış olsa da iki yönetmenin çizgisi oldukça farklıdır. Miyazaki’nin yumuşak temasının aksine Shinkai’nin gelişen teknolojinin insanlar üzerindeki etkileri üzerine değinilen daha sert yapımları vardır.
Ve yıl 2007… Geldik Makoto Shinkai’yi adından deha diye anılan yapımına. “Byousoku 5 Centimeter (5 Centimeters per Second)”, önceki yapımlarını bilmiyorsanız bile mutlaka bu filmi ya izlemişsinizdir ya da izleme listenize eklemişsinizdir. 3 kısa bölümden oluşan film serisi yine romantizm ve yine görselliğin üst seviyede olduğu bir yapım ortaya çıkarıyor. Adını kiraz yapraklarının yere düşüş hızından konu alan film için Shinaki’nin başyapıtı diyebilriz. İki çocukluk arkadaşının ve aralarında filizlenen aşkın, Japonya’nın farklı uçlarına taşınmalarıyla gelişen ayrılığı konu alan film buram buram bir romantizm sunuyor. Uzun bir zamana yayılan ve iki kalp arasındaki mesafeleri anlatan film aynı zamanda Shinkai’nin görsellik dokunuşuyla dört mevsimi hiç görmediğimiz güzellikleriyle yansıtıyor. Kiraz çiçeklerinin zarifliği ve en güzel dönemlerini yaşayacakken dalından saniyeler içerisinde yere düşmesini iki insanın duygularıyla bağdaştıran film izleyici de ister istemez bir gözyaşı oluşumuna sebebiyet verebiliyor.
Bir yıla yakın bir süre Londra’da yaşan Shinkai, Japonya’ya döndüğünde bu kadar teknolojik ve aşk temalı filmlerden sonra biraz da fantastik bir şeyler yapalım diyerek yeni projesine başlar. “Hoshi wo Ou Kodomo (Children who Chase Lost Voices)”, küçük bir kızın, babasından kalan eski radyosunda duyduğu ses ve süre gelen olaylar ile birlikte yer altındaki kayıp medeniyet Agarta’nın arayışını konu alıyor. Bir efsaneyi konu alması ve Princess Mononoke filmiyle benzer izler taşıması sebebiyle Shinkai’nin bu filmi bizlere fantastik bir dünyanın kapılarını açıyor. Daha önceki yapımlarında gelecek,teknoloji,uzay temalarını işleyen yönetmen elini attığı bu fantastik-macera filmindeki başarısıyla yine bizi şaşırtmadan şahane bir yapım meydana getiriyor. 2011 yılında CoMix Wave stüdyosundan çıkan film yaklaşık 2 saatlik hem mistik hem de görsel bir şölen sunuyor.
Shinkai’nin 2013 yılında yayınlanan son filmi “Kotonoha no Niwa (Garden of Words)” ile fantastik dünyadan romantizme hızlı bir dönüş yapmıştır. Film, yağmurlu günlerde okulu asan liseli bir erkeğin ve yaşadığı hayattan memnun olmayan yetişkin bir kadının kaçış noktası olan parkta buluşmalarını ve gelişen romantizmi konu alıyor. İki insanın duygularını derinlemesine işlendiği filmde Shinkai’nin tüm filmlerinde olduğu gibi görsellik ön planda tutulmuş. Bu sefer arka plan ve mekan çizimleri gerçek görüntülerden alınarak tasarlanmış. Şehir planlaması olarak Tokyo kullanılırken, park tasarımı için Tokyo’nun göbeğinde bulunan Shinjuku Gyoen parkı örnek alınmıştır. Görselliğin dışında Shinakai’nin filmlerinde ortak olan diğer bir nokta da sevenleri ayırması. Yine bu filminde de yağmur sezonunun bitimiyle birbirinden uzak kalan, buruk bir aşk hikayesi mevcut.
Makoto Shinkai’nin filmlerinde nelerden esinlendiği, o şahane arka plan görüntüleri için fotoğraf makinasıyla dağ tepe nasıl dolaştığını merak ediyorsanız, NHK ile yaptığı bu röportajı bize Shinkai’nin çalışma süreci hakkında ipuçları veriyor.
Yönetmenliğini yaptığı anime çalışmaları;
- Kakomareta Sekai (1998)
- Tooi Sekai (1999)
- Kanojo to Kanojo no Neko (2002)
- Hoshi no Koe (2002)
- Egao (2003)
- Kumo no Mukou, Yakusoku no Basho (2004)
- Byousoku 5 Centimeter (2007)
- Hoshi wo Ou Kodomo (2011)
- Taisei Kensetsu: Bosporus Kaikyou Tunnel (2011) – Marmaray Projesi için tanıtım animasyonu
- Dareka no Manazashi (2013)
- Kotonoha no Niwa (2013)
Günümüze gelene dek Makoto Shinkai’nin yapımları bunlardır. Şimdilerde 40’lı yaşlarında olan ünlü yönetmenin hala genç ve üretken dönemlerinde olduğu düşünülürse yakın zamanda yeni projelerinin haberlerini duymayı dört gözle bekliyoruz.
Böylesine yaratıcı ve muhteşem yapımları gözden kaçırmak mümkün değilken sizin en beğendiğiniz Shinkai yapımı hangisi oldu?