Hajime Isayama
Titanların Efendisi: Hajime Isayama
Hajime Isayama 1986 doğumlu mangaka. Ōita Hitarinkou Valilik Lisesi’nden mezun olduktan sonra Kyushi Designer Gakuin adıyla bilinen çizgi film sanatları üniversitesinin sınavlarına girdi. Oradan mezun olduktan sonra da Tokyo’ya taşınıp manga çalışmalarına başladı.
İlk olarak “orz” adlı mangası yayınlandı. Bir ödül almasına rağmen tutunamayan seriyi bitirme kararı aldı. Daha sonra, belki de bu kadar popüler olacağını tahmin bile edemeyeceği Attack on Titan (Shingeki no Kyojin / 進撃の巨人) serisine başladı.
Isayama, Attack on Titan serisini ilk olarak Bleach, Naruto ve One Piece’in yayınlandığı Haftalık Shonen Jump dergisine sundu. Ancak Jump dergisi, Isayama’nın çizim tarzını ve hikayeyi dergiye uygun bulmadı ve değiştirmesini önerdi. Bu öneriyi kabul etmeyen Isayama, Kodansha‘ya bağlı Haftalık Shonen Dergisi’ne götürme kararı aldı.
2009 yılında aylık yayınlanan Bessatsu Shonen Dergisi‘nde Attack on Titan yayınlanmaya başladı. 2011 yılında ise Kodansha Manga Ödülleri‘nde Shonen dalında en iyi manga ödülünü kazandı.
Jump dergisi belki de tarihinin en büyük pişmanlıklarından birini yaşamıştır, ne dersiniz?
Biraz da Isayama-sensei’nin kişiliğine göz atalım.
Utangaç ve hassas olan mangaka aslında oldukça yumuşak huylu birisidir, bayanlarla ilişkiden uzak durur ve hırslı değildir. Etrafı dağlarla çevrili Oita bölgesindeki Hita ovasında büyüyen yazar çocukluğunda bütün sumo turnuvalarında kaybetmiş.
“Tam bir ezik olarak tanınıyordum” diyor.
Gökyüzünün memleketi gibi dar göründüğü bir yerden çok daha geniş ve parlak göründüğü yere taşınma özlemi çeken yazar, lisede yayıncılara manga sunmaya başlamış. “Güçlülere hep özenirdim, bu yüzden kendimi değiştirmeye karar verdim” açıklamasını yapıyor.
Çizeceği mangaya ilham almak için Tokyo’ya taşındıktan kısa süre sonra başına gelen bir olayı anlatıyor Isayama. “Gece işi olarak bir internet kafede çalışıyordum ve müşterilerden biri bir anda yakama yapıştı. İşte o an iletişim kuramayacağım biriyle karşılaşmanın korkusunu yaşadım” diyor. Bu olay üzerine aklına titan fikri geliyor ve bunu hikayeye dökme kararı alıyor.
Şiddet içeren resimler Isayama için adeta bir kaçış yolu gibi. Popüler bir manga serisinin yazarı olmak onu bir yetişkin haline getirse de iş mangayı ve askeri sanatları tartışmaya gelince Isayama’nın gözleri hala küçük bir çocuğunki gibi parıldıyor.
Ancak popüler olan ve şiddet içeren bir manga yazarı olmanın getirdiği sıkıntılar da mevcut. Çokça ölüm tehdidi aldığını söylüyor Isayama. Resmi blog sayfasına bir yorumcu şöyle yazmış: “Hajime Isayama’nın kafasını sert bir enstrümanla ezeceğim. Onu kesinlikle öldüreceğim!”.
Ve yorum devam ediyor, “yakalanmayacağım, çünkü Japon polisi beceriksizdir.” Tehdit, defalarca kopyalanıp yapıştırılmış. Yokoku sitesi kısa sürede işin aslını çözmüş ve tehditlerin Japon yerlileri tarafından yazılmadığını açıklamış. Dayanak olarak ise cümledeki hatalı kelimeleri ve bir çeviri yazılımının kullanıldığını gösteriyorlar. “Japon polisi” sözü ise bu dayanağı destekler nitelikte.
1859-1930 yılları arasında yaşamış Japon İmparatorluk Ordusu generali Akiyama Yoshifuru‘yu tanıyanlar onun Dot Pixis karakterine ne kadar benzediğini bilir. 2010 yılında mangaka, Pixis Kumandanı Akiyama’dan esinlenerek yarattığını açıklamıştı. Akiyama Yoshifuru’nun zamanında birçok Koreli vatandaşı öldürdüğü iddia ediliyor. Çoğu İngilizce ve Korece’den oluşan yorumlardan bazıları Akiyama’yı eleştirirken bazıları da sahip çıkıyor.
Tartışma Japonya ve diğer Asya ülkeleri arasındaki eski yaraları da açıyor gibi görünüyor. Özellikle de Shingeki no Kyojin’in oldukça popüler olduğu bir ülke olan Güney Kore’yle. Ancak bu tehditleri kimin yaptığı, nereden yaptığı ve ne için yaptığı henüz belli değil.
Son olarak ise bir röportajı aktaralım.
EDİTÖR: Bugün bizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Okuyuculardan bir çok soru getirdik size. Cevaplayabildiğiniz kadarını cevaplarsanız seviniriz.
ISA: Bütün cevaplarım sıkıcı olacak gibi geliyor ama… neyse. Yasak değil ne de olsa.
EDİTÖR: Neden tema olarak devleri seçtiniz?
ISA: Eh, titanlar bir nevi kocaman, değil mi? Bu yüzden işte.
EDİTÖR: Seri popüler olduktan sonra hayatınızda bir şeyler değişti mi?
ISA: Bankayla tuhaf bir diyaloğum oldu. Paramdaki ani artışın sebebini merak etmişler, muhtemelen para aktarma sırasında bir çeşit dümen çevirdiğimi sanmışlardır. (kahkahalar)
EDİTÖR: Sizi bir manga sanatçısı olma yoluna iten nedir?
ISA: Bir gün öyle karar verdim, o kadar. Zaten karalama ve hayal kurma alışkanlığım vardı, bu yüzden ilgi alanlarımın bana kârlı olacağını düşündüm.
EDİTÖR: Manga zorlaştığında nasıl üstesinden geliyorsunuz?
ISA: Gelmem. Bence zorluk ve eğlence eşit düzeyde.
EDİTÖR: Hikayedeki fikirleri nereden alıyorsunuz?
ISA: Bunun hikaye yaratmakla alakası yok, ama yarı uyanıkken -uyumadan hemen önceki durum gibi- zihnim bir anda fikirlerle dolar. Ben buna “Süper İlham Vakti” diyorum. Ve şaka yapmıyorum, bu gerçek.
EDİTÖR: Saygı duyduğunuz manga sanatçısı var mı?
ISA: Bir sürü var. Tabi, Betsu Dergisinde benim arkadaşlarım da var ama ayrıca Tsutomu Nihei, Ryōji Minagawa, Kentarō Miura, Hideki Arai, Tōru Mitsumine ve dahası. Ben onlara kıyasla daha acemi sayılırım.
EDİTÖR: Attack on Titan’daki favori karakteriniz kim?
ISA: Sanırım buna cevabım Jean olurdu. Jean, aklına her geleni söyler, durum ne olursa olsun. Bu yüzden onu seviyorum.
Jean: Sonunda bu lanet, boğucu şehirden kurtulacağız!!
Jean: İç kesimde bizi güvenli ve rahat bir yaşam bekliyor, değil mi?
EDİTÖR: Okuduğunuz mangalar içinde sizi en çok hangisi etkiledi?
ISA: ARMS.
EDİTÖR: Shingeki no Kyojin’in ne kadarını kurguladınız?
ISA: Tahtadaki karalamaları soruyorsan orada bayağı ilerleme kaydettim. Ancak şunu söyleyeyim, 5-10-15 ve böyle devam eden ciltlerde bir gerçek gün yüzüne çıkacak. Eğer yayınlanmadan önce bir fikir üretemezsem, sonra yeni fikirler de üretmem imkansız olur.
EDİTÖR: Bayan Titanlar görecek miyiz?
ISA: Bunu söylemeli miyim bilmiyorum… Onlar oldukça nadir.
EDİTÖR: Isayama-san, çalıştığınız yeri görmek istiyorum!
ISA: Bu konuda fazla ısrar etmemenizi umuyorum! Gerçekten de göstermek istemiyorum, acayip dağınık…
EDİTÖR: Issız bir adaya düşseniz ve yanınıza üç şey alma hakkınız olsa, ben ve bir gitar dışında ne alırdınız?
ISA: Sen ve bir gitar dışında, sanırım Birleşik Devletlerin silahlı kuvvet filosunu getirirdim.
EDİTÖR: Isayama-san, çocukken nasıl biriydiniz?
ISA: Çocukluğumu gerçekten hatırlamak istemiyorum…
EDİTÖR: Uzun bir süre titan çizmenin zihninizde de bazı değişmelere yol açtığını düşünüyorum. Onlarla ilgili kabus görüyor musunuz?
ISA: Bence titanlar korkunç değil, bu yüzden, asla.
EDİTÖR: Peki dünyadaki en korkunç şey nedir?
ISA: Bir grup liseli kızın bana bakıp “Iyyy” demesi ve sonra kahkaha atarak uzaklaşması.
EDİTÖR: Bir aylık programınızdan bahseder misiniz?
ISA: Bir hafta hikayeye ayırıyorum ve kalan üç haftada da çiziyorum.
EDİTÖR: Mikasa’nın Eren’den aldığı atkı sürekli boynunda. Sıcaklamıyor mu?
ISA: Dışarısı sıcak olduğunda giymiyor.
EDİTÖR: Çizmeye kaç yaşınızda başladınız?
ISA: Ana okulundayken bir ejderha çizdiğimi ve övüldüğümü hatırlar gibiyim.
EDİTÖR: Şu anda hangi mangayı tavsiye edersiniz?
ISA: All-rounder Meguru ve Iron Wind!
EDİTÖR: Attack on Titan’daki hangi karakter sizi en çok andırıyor?
ISA: Hmm… İlk ciltteki sürekli içen Hannes ve garnizon askerleri.
EDİTÖR: Attack on Titan’dan sonra planladığınız başka bir hikaye var mı?
ISA: Liseden beri aklımda olan bir hikaye var. Eğer bir gün yayınlanabilirse umarım herkes okur!
EDİTÖR: Boş zamanlarınızı nasıl harcarsınız?
ISA: İnternette dolaşarak.
EDİTÖR: Çok teşekkürler! Son bir soru daha. “Hangi sayfadan itibaren hikaye tam olarak devam ediyor?”
ISA: Lütfen 420. özeti bekleyin! Okumaya devam edin!
http://www.youtube.com/watch?v=IEuHPPcXGWg
Biz de Isayama-sensei’ye işlerinde başarılar diliyoruz ve bize bu güzel seriyi armağan ettiği için teşekkür ediyoruz.
MTV’nin ve Yukiko Yamane’nin Hajime Isayama ile yaptığı röportajlardan yararlanılmıştır.
Hazırlayan: zerolena
AnimeFantastica dışında kaynak belirtilmeden kullanılamaz.