Final Fantasy Type-0 HD İnceleme
4 farklı saldırı çeşidi ile de düşmanlara saldırıyoruz. Bu da 4 farklı tuş demek oluyor. Yalnız başından söyleyeyim klavyeyle oynamak tam bir işkence. WASD ile karakteri yönetirken 2468 tuşları ile de kamerayı yönlendiriyoruz. Ve aynı anda düşmana kilitlenip saldırıyoruz. Hal böyle olunca klavyeyle oynamak işkenceye dönüşüyor. Hemen masaüstüne geri dönüp launcher üzeriden ayarları gamepad olarak değiştirdim. İnanın böylesi çok daha iyi. En azından kafa karışmıyor, rahat rahat oynuyorusunuz.
Cadet adı verilen askeri öğrenciler olduğumuzdan görevler şehirleri ele geçirmek üzerine kurulu. Dünya haritası üzerinden ulaştığımız şehirlere vardığımızda Rubrum ordusuyla beraber saldırıyoruz ve şehri düşman işgalinden kurtarmaya çalışıyoruz. Bazı bölümlerde ise dünya haritası üzerinde ordulara yardım ederek düşman kuvvetlerini zayıflatacak kilit noktaları ele geçirmeye çalışıyoruz. Ana görevi yaparken ufak tefek yan görevlerimiz de oluyor. SO –special order- adı verilen bu görevlerde verilen süre içerisinde gelen emri tamamlamaya çalışıyoruz. Bu emirler ise çok çeşitli olabiliyor; bazen 1 dakika boyunca hasar almamamız istenirken bazen de belirli süre içerisinde düşman subayını öldürmek istenebiliyor. Eğer verilen sürede gelen emri yapamazsanız o anda yönettiğiniz karakter ölüyor ve yola rezerve ettiklerinizden biriyle devam ediyorsunuz. O yüzden bu özel görevleri kabul etmeden önce durumu iyi analiz etmenizde fayda var.
Görev yapmadığımız zamanlarda ise Akademeia’da konaklıyoruz. Her görev sonrası okulumuza geri dönüyor ve bize verilen süre boyunca okulda veya dışarıda takılıyoruz. Verilen süre ise 6 saat, 1 gün 12 saat gibi süreler oluyor. Girdiğimiz her etkileşim 2 saatimizi götürüyor. Bu süre zarfında ister derslere giriyor veya isterseniz diğer öğrencilerle sohbet edebiliyornuz. Ancak unutmayın başında yeşil ünlem olanlarla konuştuğunuzda 2 saatimiz gidiyor ancak sohbet sonunda değişik eşyalar kazanabiliyoruz. Derslere girersek de değişik miktarlarda deneyim puanı kazanabiliyor veya yetenek puanı kazanabiliyoruz. O yüzden efendi efendi girin derslere benden size tavsiye, ilerde çok işinize yarıyor çünkü o puanlar. Ayrıca öğretmenlerden veya öğrencilerden “Task” adı altında görevler alarak yan görevlere girişebiliyoruz. Herkesin değişik istekleri oluyor; yok bana şu kızı çağır, yok sen bana bilmem kaç tane kurt postu getir gibi. Yan görevler böyle olunca pek yapasım gelmedi ama ödülleri ve kazandığınız deneyim puanları güzel olabiliyor.
Bilmeyenlere oyun mekaniklerini açıkladıktan sonra gelelim asıl noktaya. Oyun ta en başta da dediğim gibi bir PSP oyunu olduğundan mekanikleri tamamen el konsoluna yönelik hazırlanmış. Aynı şekilde grafikler de PSP’nin kaldırabileceği şekildeydi. Oyun HD remaster olarak hazırlanırken bayağı bir elden geçmiş aslında. Kaplamalar falan sırıtsa da oyun PSP versiyonuna göre çok güzel görünüyor. Ancak geçen 4 senede oyun HD remake olarak da yapılabilirdi diye düşünmeden de edemiyorum. Çünkü sıra PC’ye geldiğinde oyunun grafikleri sırıtıyor. Tabii ki de elimizdeki işlem gücü sayesinde çok temiz ve güzel bir görüntü elde edebiliyoruz ancak yer yer kaplamalar bizi sinir edebiliyor.
PSP diyip duruyoruz ya, harita tasarımları da öyle. PSP koca koca haritaları bir kerede yükleyemeyeceğinden, görevler birkaç parçadan oluşuyor. Bir alana giriyor, verilen görevi yaptıktan sonra bir başka alana geçiyoruz yani. PSP’de bu durum kabul edilebilir çünkü işlem gücümüz sınırlı ancak PlayStation 4, Xbox One hele hele PC öyle mi? En azından şu yükleme ekranlarına bir çözüm bulunabilirdi ancak bulunmamış, Resident Evil HD Remaster’dan hatırlayacağınız kapı efekti gibi bölgeler arasında geçiş yapıyoruz.
Seslendirmeler Japonca için çok iyi. Çok fazla tanıdık ses olduğundan ara videolarda anime izliyormuş gibi bir hava oluşuyor ancak aynı şeyi İngilizce için diyemiyorum maalesef. İngilizce dublaj yine dümdüz olmuş. Müzikler ise bir Final Fantasy oyunundan bekleyeceğiniz kalitede. Takeharu Ishimoto imzalı besteler sizi havaya sokmaya yetiyor.
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=kD047tM6nuI]
Yer yer PSP’den port edildiğini ve eskidiğini belli etse de farklı oynanış şekli ve hikayesi sayesinde kendini oynattıran bir yapım olmuş Final Fantasy Type-0 HD. Çok başarılı bir port olmamışsa da oyunsuzluktan kırıldığım şu sıcak (ve esmeyen) ağustos günlerinde güzel bir eğlence oldu.