Deus Ex: Mankind Divided İnceleme
PC İnceleme
Deus Ex: Mankind Divided
Tür: Aksiyon/Rol Yapma
Çıkış Tarihi: 23.08.2016
Yapımcı: Eidos Montreal
Yayımcı: Square Enix
Diğer Platformlar: PlayStation 4, Xbox One
Ağustos ne hype yaptı be! No Man’s Sky geldi gelecek, eli kulağında falan derken çılgın bir hype ile ayın 12’sinde çıkış yaptı. Zaten son birkaç sunumdur oyuna karşı şüphelerimiz arttığı için hiç bulaşmamıştık. Zaten oyun da problemli ve boş çıktı zaten, insanların hevesi kursağında kaldı. Biz ise enerjimizi başkasına saklıyorduk. Ağustos demek bizim için Deus Ex demekti. Dile kolay 5 senedir bekliyorduk Human Revolution‘un devamını.
Neyse ki beklediğimize değmiş.
Mechanical Apartheid
Yıl 2029. “Kaza”nın üzerinden 2 yıl geçmiş, Dünya ise hala olayın şokunu atlatamamış. “Augmented” yani yapay organlara sahip insanlara gösterilen ayrımcılık had safhaya ulaşmış. “Normal” insanlar tarafından hakarete uğrama, itilip kakılma normal görülmeye başlamış. Eski polis ve yapay organlar konusunda 2 sene önceki olaylara kadar teknolojinin başını çeken eski Sarif Industries’in güvenlik memuru olan Adam Jensen işi gücü bırakmış ve Interpol tarafından desteklenen uluslararası anti-terörizm grubu olan Task Force 29’a katılmıştır.
Öncelikle önceki oyunu bilmeyenler veya hatırlamak isteyenler için (malum 5 sene geçti üzerinden) 12 dakikalık bir güzel bir özet videosundan sonra Mankind Divided, bir silah kaçakçısını yakalamak üzere Dubai’ye gidişimiz ile başlıyor. Ekibin tek “augmented” elemanı olduğu için daha ilk dakikalardan itibaren gösterilen ayrımcılığı hissediyoruz. Operasyon ile ilgili brifingimizi aldıktan sonra oyuna başlıyoruz. Biraz eğitim biraz da alıştırma gibi geçen Dubai bölümünden sonra oyunun ana merkezi olan Prag’a dönüyoruz. Prag hem olayların hem de TF29’un Orta Avrupa’daki merkez üssü. Eskiden geliştirilmiş insanlar için bir cennet olan Prag, artık mekanik ırkçılığın en ağır hissedildiği şehir olmuş. Sokakta makineli silahlarla nöbet tutan polisler, insanların tepkiler ve panik havası, duvar yazıları, ayrı noktalardan girilen metro girişleri gibi örnekler atmosferi sonuna kadar hissetmemizi sağlıyor.
Prag’a döner dönmez ana istasyonda “Juggernaut Collective” ismindeki bir hacker örgütünün üyesi Alex ile buluşuyoruz. Alex ile çıkışa doğru ilerlerken istasyona bombalı saldırı düzenleniyor. Elemanlarımız saldırıdan sağ çıkıyor ancak Jensen’in augment’leri bozuluyor. Tabii ayrımcılığın bir sonucu olarak bu yapay organlara bakım yaptırabileceği L.I.M.B. Kliniği kapatıldığı için yeraltında çalışan bir uzman olan Vaclav Koller’e gidiyoruz ve bu sırada önceki yeteneklerimizin yanında sisteme gömülü daha konsept aşamasındaki birçok teknolojiye sahip olduğumuzu öğreniyoruz. Örnek verecek olursak Dishonored’deki “Blink” yeteneğine benzer Icarus Dash, uzaktan sistemleri hacklememizi sağlayan Remote Hack gibi yeni yetenekler var. Ayrıca bu yeteneklerin yanında yeni bir “Overload” sistemi var, şöyle ki siz bu yeni özel yeteneklerden birini kullanmak isterseniz sistem aşırı yükleniyor ve bu da bir yüzde ile gösteriliyor. Sistemin çökmemesi adına yetenekleriniz arasında seçim yapıyor ve stabil hale getiriyorsunuz.
Oyunun başında size “Öldürücü veya öldürücü olmayan” silahlar arasında seçim yapmanız bekleniyor. İşte bu seçimden itibaren seçtiğiniz bütün yetenekler oynanışınızı etkiliyor. Eğer ölümcül gidecekseniz yatırımınızı zırha ve kasa yatırabilirsiniz ancak sessiz sessiz giderim derseniz hack ve scan yetenekleri size oldukça yardımcı olacaktır örneğin. Ne yapmak istediğinizi iyi belirlemeniz gerekiyor. Ayrıca oyun gizliliği daha çok ödüllendiriyor deneyim puanı adına, dip not olarak belirtmekte fayda var.
İlk bakışta Prag gözüme biraz küçük göründü ancak şehirde dolaştıkça aslında o kadar da küçük olmadığını fark ediyorsunuz, zira birkaç katmanlı bir şehirden bahsediyoruz artık. Şehirde dolaşacak birçok yer (evler, lağım ağı vs.) mevcut ve oyun gezintileriniz sırasında yaptığınız keşifleri ödüllendiriyor. Hazır keşif demişken, oyun oynanış açısından yine müthiş bir özgürlük sunuyor. Yani ister Rambo gibi gümbür gümbür takılırsınız, isterseniz Sam Fisher edasıyla kimseye çaktırmadan gezersiniz; seçim ve sonuçlara size ait.
Sonuç demişken örnek vermek istiyorum. Patlamanın olduğu yere görev icabı geri döndüğümüzde polisler girişimizi engelliyor. Tabii hemen Sam Fisher edasıyla gizlice yolumu bulup mekana geçtim. Ancak bir süre sonra adım adım ilerlemekten canım sıkıldı ve envanter ekranına döndüm, baktım mermi konusunda sıkıntı yok, önüme çıkanı indirerek bölümü bitirdim. Görev bitip de şehir meydanına indiğimde hemen TF29’da üstümüz olan Jim Miller üsse geri dönemi ve yaptıklarım yüzünden psikiyatrist ile görüşmemi istedi. Üsse döndüğümde ise herkes bu olayı konuşuyordu. Ufak bir ayrıntı ama yaptıklarımın sonuçlarını bu şekilde görmek güzeldi.
2. Sayfadan Devam Ediyor