Aklımı Çelen Yan Karakterler
Honjou Ren (NANA)
Aslında ana karakter olan Oosaki Nana vazgeçilmez hatunlarımdan biri olsa da bu serinin erkeklerine bir başka hayranlık beslediğim doğrudur. Takumi hariç. Ren ise elbette aslarım arasında olan yan karakterlerimden biri. Gerçi mangakasına mangasını okuduktan sonra bir kin besleme ve onun böylesi güzel karakterleri yaratan ellerine saygı duyma ikileminde sıkışıp kalsam da bu seri ve bu serinin şu jönleri beni bu ikilemden alıp çıkarıveriyor. Sadece Ren değil elbette; Nobu’suyla, Shin’iyle, Yasu’suyla, hatta erkekler arasından ‘yan karakter’ rolüyle sıyrılan Serizawa Layla’sıyla NANA adı benim vazgeçilmezlerim arasında yerini her zaman koruyanlardan biridir. Bu isim aklıma ne zaman gelse Ren direk gözlerimin önüne geliyor, elbette onu Nana’sız düşünemiyorum. Benim için tek başına anılamayacak, yani birlikte gördükçe bana mutluluk veren karakterlerimdendir Nana ve Ren.
Himura Yuu (ef: A Tale of Memories)
ef : A Tale yapımlarının ikisini de severim. Kimine göre yapmacık hikayelerle dolu olabilir ama animelerin hangisi gerçekçi? Evet gerçekçi olanlar da yok değil zira gerçekçi olmayanlarla dolu bir dünya olduğunu da hepimiz biliyoruz. Neyse, gelelim bu serideki ana karakterler yanında benim kalbime dokunabilmiş birine; Himura Yuu. Inuyasha’nın Sesshoumaru’su, Naruto’nun Kakashi’si, Bakuman’ın Fukuda’sından anlaşılacağı üzere Gray (gri saçlı) karakterlere karşı bir zaafım olduğunu dile getirmek bu noktadaki en büyük görevlerimden biri. Gri saçlı sevgim bunlarla sınırlı değil aslında, listeme göz atsak daha nicesini ortaya dökeceğimden emin olabilirsiniz. Yuu da serinin atmosferine en çok yakışan karakterlerden biriydi. Hatta ana karakterler ve onların hikayelerinden bir adım öndeydi benim için. Zira Melodies serisinde izlediğimiz onun geçmişiyle bendeki sevgisi tavan yapmıştı, itiraf etmem lazım. Belki de çok klişe diye düşünenler vardır ama işte bu tarz hikayelerde ona biçilen karakterin de önemini unutmamak lazım.
Hijikata Toushirou (Gintama)
Mayonezler Kralı’nın bu seriye çok büyük bir katkısı olduğunu kabul edelim. Zira bu ismin ciddi işlenişiyle Rurouni Kenshin’e de katkısı fazlasıyla büyüktü ki zaten tarihte gerçek bir karakter olduğunu bazılarımızın bildiğini düşünerek Hijikata sevgimin sonsuz olduğunu belirteyim istedim. Gintama serisinde biraz tabuları yıkan bir Hijikata’nın bizi beklediği bir gerçek var ortada. Çoğu izleri Gintoki severken bu seri söz konusuysa benim gönlümün kralı Hijikata’dan başkası olamaz. Zira kendisi seriyi sıkılarak izlesem de izleme sebebim diyebileceğim bir isim.
Goldsmith Solomon (Blood+)
Vampir temalı serileri çoğumuzun sevdiğini biliyorum. Başlarda benim de en sevdiğim temaların başında yer alıyordu. Son zamanlarda ise bunun yerini spor ve josei aldı. Ha hala her türü seven, takip eden bir izleyiciyim fakat şu iki etiket taşıyan yapımlar benim için bir adım önde. Vampir serileri ise Solomon gibi bir karaktere sahip olduğu sürece kredisini tüketemez. Bir Larva (Vampire Princess Miyu) da olabilir ya da bir Kaname Senpai (Vampire Quilaty). Ama Solomon varsa akan sular duruverir çünkü gri saçlı karakterler yanında sarı saçlı karakterler zaafına yenik düşen bir bünyeyim ben.
Vessalius Jack (Pandora Hearts )
Sarı saçlı karakterler demişken Jack’i nasıl es geçeyim? Hele de o Victorian tarzı kıyafetleriyle asil asil ortalarda dolanırken. Pandora Hearts bir sürü yakışıklı karakter ile sevilesi kadın karakterlerin sahip olduğu nadir yapımlardan birisi. Yani her iki tarafa da hizmet etmeyi amaç edinmiş bir isim. Elbette olay yakışıklı erkekler ve güzel hatunlar tarafından gitmiyor çünkü seyircisini kendine çeken bir seri. Birçok sevilesi karakteri var, hatta hepsi sevilebilecek kapasitede ama benim gönlümü çalan kişi Jack’ten başkası olamaz.
Sohma Shigure (Fruits Basket)
Shigure ve Ayame bu seride beni en çok eğlendiren karakterler olmuştu. Yan yana gelişlerinin eğlencesi bile su götürmez bir gerçek. Mangasından kopmayan bir seri ama devamının mangada sürdüğünü düşününce mangası da animesi de sevilesi olanlardan. Ana karakterlerine karşı antipatim yok, zira o hamster var ya o hamster, en çok sevdiğim. Yuki ana karakter sevgimi tetiklerken Shigure o köpek ruhuyla, yaptığı sapıklıklarıyla, daha da önemlisi evin lideri konumundaki yaptığı saçmalıklarıyla, yeri geldiğinde de takındığı ciddiyetleriyle bu seride en sevdiklerimden.
Sohma (Rin) Isuzu (Fruits Basket)
Sohma Rin, at sevgimin bir getirisi olarak mı beni büyüledi yoksa yaşadıklarıyla mı bilmiyorum ama serideki dişi ana karakterlerden beni daha çok etkileyen bir isim olduğu gerçeğini kabul etmem lazım. Aslında Rin’e dair yazacağım çok şey var ama bazen spoiler vermeden değinmeyeceğim karakterlerim var benim. İşte Rin de bunlardan birisi çünkü Rin’i tek başına aşırı severken onu çift olarak sevdiğim kişiyle gördükçe ona olan sevgim ikiye katlanıyor. İsimle değinemiyorum elbette ama ana çift olarak gördüğüm kişiler beni her ne kadar rahatsız etmemiş olsa da Rin’i ve onu çift olarak görmeyi sevdiğim kişiyle yan yana gördükçe içimden bazen, ”En çok onları izleyebilseydim” diye geçirdiğimi itiraf etmem lazım.
Sohma Ayame (Fruits Basket)
İşte gri saçlı karakterlerimden birisi daha. Shigure’den aşağı kalır bir yanı yok ama Ayame’nin o lise anıları bile onu sevmemize neden olmalı diye düşünüyorum. Yer yer dramın esir aldığı böyle bir seriye iliştirilmiş bu eğlence küpünü es geçmek istemem asla. Zaten geçilemez de…