Haikyuu!! Serisiyle Ses Getiren Mangaka: Furudate Haruichi
Haikyuu!! Manga Serisiyle Ses Getiren Mangaka: Furudate Haruichi
”İnsanların kanatları yoktu, bu yüzden uçabilmenin başka bir yolunu aramaya koyuldular.” Ukai Ikkei
Bilindiği üzere Haikyuu!! manga serisi final arc’a girmiş bulunmakta. Ayrıca serinin 4. anime sezonunun çıkmasına da az bir zaman kaldı. Manga son demlerine yaklaşmışken sevilen serinin mangakası Furudate Haruichi ‘den bahsedelim istedim. 7 Mart 1983 doğumlu mangaka Furudate Haruichi, Shueisha Inc. yayın şirketine bağlı olarak çalışmakta. Mangakanın kadın mı yoksa erkek mi olduğu ise hala muamma. Medyada hiçbir şekilde fotoğraflanmış değil. Fakat mangayı okuyanların çoğu mangakanın kadın olduğuna inanıyor. Amacımız burada cinsiyet ayrımı yapmak değil elbette. Ancak 2012’den beri devam eden ve onca başarı yakalayan serinin ardındaki ismin bu kadar yıl medyadan uzak kalabilmesi takdire şayan diyebilirim.
Mangalarında kendini bir kuş olarak çizen mangaka seriye veya başka konulara dair yorumlarını hayranlarıyla bu şekilde paylaşmakta.
Furudate-sensei manga kariyerine 25 yaşında Ousama Kid isimli mangasıyla başladı. Bu tek bölümlük hikaye 14. Jump Treasure Newcomer Manga Prize ödüllerinde Mansiyon Ödülüne layık görüldü. Mangakanın ilk mangalarından Kiben Gakuha, Yatsuya Sensei no Kaidan 2010 yılında Shonen Jump dergisinde yayımlandı. Böylece adından söz ettirmeye başlayan Furudate-sensei 2012 yılına gelindiğinde asıl büyük çıkışını yapacağı Haikyuu!! serisine başladı. Shonen Jump dergisinde yayımlanan seri böylece dergide yeni bölümü heyecanla beklenen popüler mangalardan biri haline geldi.
Haikyuu!! bilindiği üzere voleybola odaklanan en popüler spor serilerinden olan bir manga. Bu noktada belirtelim ki Furudate-sensei ortaokul voleybol takımında orta blokçu olarak yer almış. Bu kısa spor kariyeri mangakanın Haikyuu!! serisine başlama nedenlerinden biri olmuş.
O zaman gelin senseiyi daha yakından tanımamızı sağlayan, 2014 yılında Japonya’da çıkan Aylık Voleybol dergisinde yayımlanan bir röportajını sizlerle paylaşalım.
Her yıl Liseler Arası Bahar Turnuvası’nı izlediğinizi çok iyi biliyorum. Öncelikle bu yılki turnuvaya dair düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Doğrusu bu olay öyle bir şey ki beni her yıl etkiliyor, bunda tezahüratların payı büyük. Spor salonuna adımımı attığım anda okulların yaptığı tezahüratlar beni şaşkına çevirdi. Resmen salonun atmosferini yükseltiyorlar. Tezahüratları duymak bana arkalarına aldıkları bu destekle maçta oynayabilen oyuncuların bundan gurur duymaları gerektiğini düşündürüyor. Lise günlerimi hatırlıyorum da aynı zamanda bunun haksızlık olduğunu düşündüğüm zamanlar da vardı çünkü okulumuz sadece beyzbol takımının maçlarında tezahürat yapardı. (gülüyor)
Bu yıl manga serinize materyal toplayabilmeniz için yedek kulübesinde yer almanıza izin verildi. Maçlara bu kadar yakından şahit olmak nasıldı?
Maçları muhabirlerin yer aldığı kulübeden izlememe izin verildi ve toplar tam benim bulunduğum yere çarpıp sekiyordu! Topla yakınlık hissini bir kez daha yaşamış oldum.
Bunun yanı sıra maçı servis oyuncusunun bakış açısından izleme fırsatı buldum. Böylece realistik bir görüş kazandım. Bir kez daha salonda bulunmak bana tavanın ne denli yüksek ve ışıkların ne kadar parlak olduğunu hatırlattı. Spor salonunda her antrenman ve maç yaptıklarında oyuncuların başları dönüyordur kesin. Buna alışmaları zaman almış olmalı. Sahaya giremesem de maça bu kadar yakından şahit olmak beni çok mutlu etti.
Sizde derin etki bırakan bir oyun ya da sahne var mıydı?
Geçen yıla kadar maçları hep taraftar bölümünden izlediğim için bu kez kısa bir zaman için de olsa perde arkası bu çalışmayı görebilmek kesinlikle kalıcı bir etki bıraktı bende.
Daha önce başlayan maçların bitmesini ve kendi takımlarının maçlarının başlamasını beklerken oyuncuların o endişelerini hissettim. Maçlar sona erdiğinde kazanan ve kaybeden takımların tepkilerine ve duygularına tanıklık etmek ise beni ayrıca etkiledi.
Liseler Arası Bahar Turnuvası’nda sizi etkileyen takımlar oldu mu?
Yarı finallerden önce Sejioh Lisesi ve Doğu Fukuoka Lisesi’nin idmanlarını izledim. Fukuoka son derece istekli ve etkili bir oyun tarzına sahipken Seijoh daha hafif ve sessizdi. Bu da ilginç bir tezat oluşturuyordu gözümde. Her takımın kendine özgü kişiliği maç başlamadan birkaç dakika önce ortaya çıkar.
Peki sizde etki bırakan bir oyuncu oldu mu?
Açık konuşmak gerekirse ilk bakışta ”Bir Numara” olarak öne çıkan birini bulmak oldukça zor. Hep böyle bir platformda bulunmak istedim ama buna hiç şansım olmadı. O yüzden bu sahneye adım atmayı başaran herkesi benden üstün bir varlık olarak görüyorum. (gülüyor)
Ayrıca materyal toplarken -maçlar zaten DVD’den izlenebildiğinden- ben de kamera arkası olaylara daha fazla odaklanmaya çalıştım. Bu küçük ayrıntılara dikkat etmek insanda güçlü etki bırakan oyuncu sayısını artırıyor.
Haikyuu!! voleybol etrafında geçen bir hikaye. Peki Haikyuu!! gibi bir seriyi çizmenizde size ilham veren şey ne oldu?
Ortaokulda ve lisede voleybol kulübünün bir parçasıydım. Ki spora hala güçlü bir ilgi duyuyorum. O zamanlar beni okula gitmeye iten tek şey kulüp faaliyetleri idi. Buna rağmen pek kayda değer sonuçlar elde edemedim. Bir yanda hayal kırıklığı ve pişmanlık duyguları, diğer yanda yapmak istediğim şeyler… Ben de tüm bunları mangama döktüm ve Haikyuu!!’yu ortaya çıkardım.
Size göre voleybolun büyülü noktası nedir?
Emanet etmek ve emanet edilmek voleybolun temel kavramlarıdır. Bunlar anlaşılmadan oyun da anlaşılmaz. Herhangi bir takım sporunda iletişimin ve takım çalışmasının her oyun için önemli olduğu söylenebilir fakat voleybolda bu kavramlar oyunun köklerini oluşturur. Servis kullanma haricinde basit bir hücum bile tek başına yapılmaz. İşte tam da bu yüzden takım arkadaşlarımızla paylaştığımız sevinç, kendi başımıza hiçbir şey yapamadığımızda hissettiğimiz hayal kırıklığı voleybolun büyüleyici yüzlerinden.
Haikyuu!!’yu okurken pek çok hızlı sahnenin olduğunu fark ettim. ”Hız” aynı zamanda voleybolun büyüleyici bulduğunuz yönlerinden biri mi?
Bunun üzerine hiç düşünmedim. Ancak bu sahnelerdeki hız duygusu bu sporun şiddetini dile getirmenin bir sonucu olarak görülebilir. Voleybol sürekli koşu söz konusu olmadığından farklı bir spordur. Tabi top havada olduğu sürece sık sık hareket halinde olmalı ve oyuna odaklanmak için duyularınızın güçlü olması gerekir. Böyle sahnelerde hissedilen şiddeti ve endişeyi anlatmaya çalışıyorum. Mangayı çizen kişi ben olmama rağmen sanki başka birinin işini analiz ediyor gibiyim. (gülüyor)
Yine mangada ortaokul yıllarında 4 numara voleybol topu kullanıldığını ve renkli topların tasarımlarının zaman içinde değiştiğini gördüm. Sizin bu küçük ayrıntılar hakkında bile oldukça çaba gösterdiğinizi hissediyorum.
Ortaokuldan liseye geçince 4 numaralı toptan 5 numaralı topa geçiş yaptık. O zamanlar bu top için ”Ne kadar da büyük!”diye düşündüğümü hala hatırlarım. Bu nedenle mangada bu tür detayları da paylaşmaya karar verdim. Hatta mangaya Hinata’nın ”Bu top ortaokuldakinden farklı!” diye düşündüğü bir sahne eklemek istedim ama sınırlı sayfa sayısı nedeniyle bu sahneyi kesmek zorunda kaldım. Biz de lisede voleybol oynarken beni baya etkileyen renkli toplara geçiş yaptık (liseye başladığımda beyaz toplarla oynuyorduk). Topların tasarımları gittikçe daha karmaşık hale geliyor, çizmesi zorlaşıyor. (gülüyor)
Beğendiğiniz voleybolcular var mı?
Aoyama Shieru (Eski Japon Milli Takım oyuncusu) ve Toray Arrows takımından Yoneyama Yuta.
Karasuno Lisesi’nde pek çok benzersiz ve büyüleyici karakter söz konusu. Gerçek hayatta karakterlerin model alındığı insanlar var mı?
Karakterlerin kişiliklerini; tanıdığım insanların farklı yönleri, kendi eksikliklerim ve ideallerimi baz alarak düşündüm. Henüz gerçek hayattaki oyunculardan model alarak oluşturduğum bir karakter yok.
Hikayeyi neden Miyagi’de anlatmayı seçtiniz?
Karasuno Miyagi Bölgesi’nin Sendai şehrinde bulunmakta ve bir çeşit kırsal bölge imajı bırakıyor olabilir ilk bakışta. En başta Miyagi ve Iwate arasında karar kılmıştım. Liseye başlayana kadar da Iwate’de yaşadım. Bu yüzden Iwate’deki memleketimden sonra Karasuno Lisesi’ni ve çevresini buraya kurmayı düşündüm. Ancak memleketim o kadar kırsal bir bölgedeydi ki tren bile geçmezdi. Bu yüzden başka okullardan öğrencilerle karşılaşmak imkansız gibi bir şeydi. Ayrıca nadiren şehirde gezinirdim, anlayacağınız memleketim hakkında beklediğim üzere pek bir şey bilmiyordum. Böylece hikayeyi Iwate’de kurgulamaktan vazgeçtim. (gülüyor)
Liseden mezun olduktan sonra 8-9 yılımı Miyagi’de geçirdim. O yüzden Miyagi benim ikinci memleketim sayılır. Buraya büyük bir bağlılık hissediyorum ve de bölgeye oldukça aşinayım. Dahası editörüm buralı. Ben de en sonunda hikayeyi Miyagi’de kurgulamaya karar verdim. Ama şimdi düşününce trenlerin bile geçmediği kırsal bir bölgeden gelen ve ”Tokyo Spor Salonu’na gideceğiz! Yehu!” gibi şeyler söyleyen karakterler görmek baya ilginç olurdu. (gülüyor)
Çizmekte özellikle zorlandığınız sahneler oldu mu hiç?
Farklı oyunların kurallarını ve bunları açıklamada zorlandım. Voleybol, Jump okuyucularının büyük çoğunluğunun ilgi duyduğu öncelikli sporlardan biri değil. Ben de okuyucuları açıklamalarla sıkmak istemedim bu yüzden açıklamaları hikayenin birer parçası olacak şekilde mangaya dahil etmeye çalışıyorum. Oyuncuların rotasyonu ise başka bir mesele. Gelecek rotasyonda ”Hey! Kahraman bu sahnede parlayabilir!” diye düşünürken kahraman arka sıraya geçmiş oluyor. Fakat rotasyonun kendisi mangada genişletilebilecek ilginç bir kavram.
Not: Mangaka burada voleybolda oyun kuralları gereği yapılan dönüşleri kastediyor.
Öte yandan sürekli karakterleri tıkış tıkış çizmek zorunda kaldığım sahneler ve kareler oluyor. Gecenin bir yarısı uykulu uykulu çizim yaparken bir bakmışım arka sırada beklemesi gereken bir oyuncuyu topu bloklarken ya da sağ elle oynayan bir oyuncuyu topa sol elle smaç vururken çizmişim. Bunu fark edince ”Amanın!” diyip bu sahneleri yeni baştan çizmek zorunda kalıyorum. Bu hataları bazen ben fark etmeden yayımlarlarsa işte o zaman ”Amanın!” diyeceğim ve manganın basımı için o sahneleri tekrar çizmek zorunda kalacağım. (gülüyor)
Doğrudan servis, dolaylı servis, break gibi birçok voleybol terimi mangada çok iyi şekilde açıklanmış. Böylesi zor terimleri açıklamak için oldukça çaba sarf ettiğinizi söyleyebilirim. Sizce nasıldı?
Bu terimleri voleybola aşina olmayan okuyuculara en basit şekilde nakletmek ilk önceliğim olmuştur hep. Bu yüzden her zaman güçlü etki bırakan kelimeler ya da basit açıklamalar kullanmaya özen gösteriyorum. Okuyucuların özellikle temel kuralları (üç kez dokunduktan sonra topun filenin karşı tarafına gönderilmesi kuralı, oyuncuların rotasyonu gibi), farklı pozisyon isimlerini ve temel hücum stratejilerini mangayı eğlence için okurken öte yandan unutmayacaklarını umuyorum. Ancak sık görülen temel kuralların aksine özel voleybol terimlerinin anlaşılması ve ezberlemesi çok daha zordur. Bu teknik terimler daha önce bunları duymamış birinin kulağına havalı gelebilir. O yüzden anlamını hatırlamasalar bile televizyonda bir maç izlerken bu terimleri tekrar duyduklarında ”Hey! Bunu daha önce bir mangada okumuştum!” diyerek hafızlarında ”harika bir şey” olarak yer edinebilirler. Terimleri bu şekilde yavaş yavaş öğrenirlerse mükemmel olur doğrusu.
Ayrıca Haikyuu!! gibi bir shonen Jump mangasında hala havalı bir isme sahip özel bir hareket yok (yazarın isimlendirme duygusu eksikliğinden dolayı). O nedenle bu özel terimleri kullanmak biraz elinizi taşın altına koymanıza yardımcı oluyor. (gülüyor)
Özellikle sevdiğiniz karakterler var mı?
Eğer birini seçmek zorunda kalsaydım bu kahraman Hinata olurdu. Şu anki serileştirilmiş versiyondaki Hinata’ya ulaşabilmek için çok çaba sarf ettim. Bu sebepten onunla aramızda güçlü duygusal bir bağ var. Hinata dışında Karasuno’dan Tanaka, rakip okullardan olan Dateko’dan Aone ve Fukurodani’den Bokuto’yu seviyorum. Kısacası sonunu düşünmeden hareket eden karakterleri seviyorum. Zira ben de sonuçlarını düşünmeden hareket eden biriyim. bu yüzden onlar gibi karakterlere hayranım.
Hinata gibi sadece 1,62 m boyundaki birinin orta blokçu olması bana göre fazlasıyla şaşırtıcı bir durum. Lütfen bu konu hakkındaki fikirlerinizi ve düşüncelerinizi paylaşın bizimle.
Ana karakterin hızlı olmasını istediğim için orta blokçuda karar kıldım. Haikyuu!!’ya başlamadan önce smaçöre mükemmel paslar atan pasör hakkında bir hikaye çizmek istiyordum. Bu fikir sonrası ”Bloktan uzun olmak yerine neden bloktan daha hızlı biri olmasın?” diye düşündüm. Manganın ilk bölümünde Hinata’nın kısa boylu oluşunu şaşırtıcı zıplama gücüyle telafi ettiğini görüyoruz. Ancak yine de kahramanımız bu gücün yetersiz olduğunu fark ediyor. Hinata’nın rakiplerinden önce zirveye ulaşmasını, ondan daha büyük kişilere karşı zafer kazanmasını istedim. Bu yüzden de ona ezici boy eksikliği engeli ile tam bir tezat oluşturan sıra dışı bir zıplama gücü verdim.
Okul yıllarımda ben de orta blokçu olarak oynamıştım. O nedenle süper hızlıyken topa dokunduğunuzda oluşan duyguyu herkese iletmek istedim.
Hikayede yer alan birçok oyuncu isminin alışılmadık ve nadir oluğunu düşünüyorum. Yoksa sadece bana mı öyle geliyor? (gülüyor)
Böyle düşünen tek sen değilsin. (gülüyor) Bu noktada Aoba Johsaili oyuncular soyadlarını Iwate’deki kaplıca isimlerinden, Datekolu oyuncular ise soyadlarını Miyagi’deki kaplıca isimlerinden alıyor (çoğu bu şekilde yani). İşin içine daha çok oyuncu dahil olunca isim düşünmek daha çetin bir hal alıyor. Şimdilerde Tohoku bölgesindeki kaplıca isimlerini kullanıyorum. Fakat ileride bu durum Japonya’nın tamamına yayılabilir. Hayvan motiflerine sahip takımlardaki oyuncuların isimlerini ise hayvanlarıyla ilişkilendirerek düşünüyorum.
Hinata ve Kageyama, Yin ve Yang’ın somut bir örneği resmen. Gelecekte karakterlerin kişisel gelişimleri nasıl olacak merakla bekliyorum. Lütfen bu gelişmelerden biraz daha bahsedin!
Dürüst olmak gerekirse Hinata ve Kageyama’nın bundan sonra nasıl değişeceği hakkında en az fikir sahibi olan benim. Okuyucuların heyecanla okuyacağı bir ilerleme yazmak için elimden geleni yapacağım.
Şu anda Bahar Turnuvası’ndayız. Fakat üçüncü sınıf oyuncularını kaybedecek takımlar ve tamamen değişecek takımlar olacak. Okuyucuların bir kez daha karşılaşacak olan takımlara dikkat etmelerini istiyorum. Nekoma Lisesi ve Kanto bölgesindeki diğer rakip okullar aynı zamanda ön elemelerde karşılaşacak. Bu sahneleri henüz çizmedim fakat diğer okullar arasında geçen maçları da en iyi şekilde resmetmek istiyorum.
Son soru olarak Haikyuu!! vesilesi ile okuyuculara en çok iletmek istediğiniz mesaj nedir?
Voleybolun eğlenceli ve havalı olduğu gerçeği tabi ki! Dilerim Haikyuu!! insanların voleybolu seçmesi ve bu spora ilgi duymalarını sağlayacak bir kapı olur. Ben bu hikayenin voleybolu hem oynayan hem de oynamayan insanların zevk alacağı bir hikaye olsun istiyorum ve bunun için de çok çalışacağım. Lütfen mangayı okumaya devam edin. Desteğiniz için çok teşekkür ederim.
Doğrusu hem eğlenceli hem de hikaye hakkında sıra dışı detaylar içeren bir röportaj olmuş. Merak edenler için mangakanın bir çizim videosunu da şuraya bırakalım. Video oldukça uzun hızlandırarak izlemenizi tavsiye ederim. :D
Mangaka hakkında birkaç sıra dışı bilgi daha paylaşalım:
- One Piece ve Tekkon Kinkreet Furudate-sensei’nin en beğendiği manga serilerinden.
- Furudate-sensei, Bleach sersinin mangakası Tite Kubo’nun çizim stiline hayranlık duyuyor ve onun stiline yetişmeyi arzuluyor.
- 2013 yılında Furudate-sensei ve Nisekoi serisinin mangakası Komi Naoshi; Nisekoi ve Haikyuu!! karakterlerinin yer aldığı, Nisekyuu!! isimli ortaklaşa tek bölümlük bir manga yayımlamıştır.
- Haikyuu!!’nun 18. cildinde ekstra bir bölüm olarak yayımlanan Shimmer Tsukky isimli bölümde Karasuno takımının birinci sınıfları Yönetmen Ennoshita’nın Shimmer Tsukky isimli filmi hakkında tartışmaktadır. Bahsi geçen bölüm Ennoshita’nın yönetmen olduğu ve Haikyuu!! evrenindeki karakterlerle film çektiği eğlencelik ekstra bölümlerden bir tanesi. Harry Potter parodisi olarak geçen bölümdeki poster JUMP NEXT dergisinde satışa sunulmuştu. Posterdeki karakterleri Harry Potter karakterleri ile eşleştirin bakalım. :D Ayrıca manganın bu ekstra bölümünü merak edenler için:
Not: Tsukishima burada Albus Dumbledore’den alıntı yapıyor.
- Mangaka bir süre önce Haikyuu!! için bir araştırma gezisi olarak Brezilya’ya seyahat etmiş burada plaj voleybolcuları Bárbara Seixas ve Fernanda Berti ile röportaj yapmıştı. Manganın son çıkan bölümünü okuyanlar bu gezinin niçin yapıldığını az çok tahmin edecektir.
- Furudate Haruichi ve onun gibi pek çok mangaka 2020 yılında Tokyo’da düzenlenecek Olimpiyatların yanı sıra gerçekleşecek Paralimpik Oyunları’nda sporcuları destekleyen nitelikte çizimler paylaştı. Çizimler Akiahabara’da düzenlenen bir etkinlikte sergilendi.
Başta da belirttiğimiz gibi Haikyuu!! mangası finale yaklaşmışken biz de elimizden geldiğince bu sevilen serinin ardındaki ismi sizlere tanıtmaya çalıştık. Bir spor mangasının çok ötesinde olduğunu düşündüğüm seride Furudate-sensei maçları ve karakter gelişimlerini okuyucuya en iyi şekilde resmediyor. Kısacası Karasuno takımı ve daha nicesini hiç unutmayacağım bir macera bu. Dilerim siz okuyucu ve izleyiciler için de öyle olur…