Death Note Netflix Live Action Tanıtımı
Death Note Netflix Live Action Filmi Tanıtımı
İsim: Death Note
Tür: Doğaüstü, Gerilim, Korku, Polisiye
Yayınlanma Tarihi: 25.08.2017
Kaynak: Manga (Ohba Tsugumi )
Yönetmen: Adam Wingard
Senaryo: Charley Parlapanides, Vlas Parnapalides, Jeremy Slater
Firma/Stüdyo: Netflix
Oyuncular: Natt Wolff- Yagami Light
Margaret Qually- Amane Misa
Keith Standfeild- L
Willem Dafoe- Ryuk
Paul Nakauchi- Watari
Shea Whigham- Yagami Souichiro
Öncelikle yazıya başlamadan SPOILER İÇERİR diye uyarmakta fayda görüyorum. Eğer filmi henüz izlemediyseniz yazıyı okumayı bırakmanın şu an tam sırası sevgili okurlar. Yine de okuyacaklara ağır spoiler olabilecek kısımları belirtmeyi ihmal etmedim.
Filme biraz Light’ı tanıyarak başlıyoruz. Light liseli ve oldukça zeki geleceği parlak bir gençtir. Annesi bir suçlu tarafından öldürülmüş ve suçlu kefaret ödeyerek hapishaneden kurtulmuştur. Light sınav soruları satmaktadır ve bir gün Mia (Filmde Misa yok Mia) kabadayılar tarafından sıkıştırılırken Light atlayıp onu kurtarmaya çalışır. Bir de güzelce dayak yiyip sınav soruları sattığı anlaşılır. Bunun üzerine Light cezalandırılır ve devamında damdan düşer gibi aniden gökten bir defter düşer.
Film buraya kadar bana ” Tamam adamlar Amerikanlar olabilir bu kadarı normal yahu.” dedirtti. Taa ki Ryuk ortaya çıkana kadar. Light Ryuk’tan saçma bir şekilde korkup çığlık atıyor. Kendimi gülmekten alıkoyamadım doğrusu. Her neyse konuya dönecek olursak Ryuk geliyor ve Light’a defterden bahsediyor. Bizim alışık olduğumuz defterin aksine bu defterde bir ton kural var. Örneğin deftere 7 gün boyunca karışmazsan Ryuk gelip deftere yeni bir sahip bulur gibi. Daha sonra deneme yapmak için Light dışarıda ona ve Mia’ya kabadayılık yapan çocuğu görüyor ve adını yazıp yanına kafası koparak ölsün diye de ölüm şeklini yazıyor.
Bana göre filmin kanlı ölüm sahnelerinden en düzgünü buydu sanırım. Light defterin işe yaradığını böylece öğrenmiş oluyor. Eve gidince polis babasıyla (en azından babası aynı ana hikayeyle) yemek yerken bir şekilde annesinin konusu açılır ve kavga ederler. Light babasını hiçbir şey yapmamakla suçlar ve asi bir ergenin vazifesi olan sofradan sinirlice kalkıp odaya gitme ritüelini gerçekleştirir. Odasına gider ve deftere annesinin katilinin ismini yazar.
Bununla birlikte Light okulda Mia’ya (Misa olmamasını hala saçma buluyorum) çocuğu kendisinin öldürdüğünü söyler. Mia da “Yok canım daha neler…” der gibi ona inanmaz ve bizim salak ana karakterimiz Mia’ya defteri gösterir ve birini daha öldürerek bunu ispatlar. Şimdi soruyorum, deftere dokununca Ryuk’u görmemek nedir? Ana hikayeden ancak bu kadar saptırabilirdi filmin gidişatı. Böylece Mia ve Light beraber suçluları öldürmeye başlarlar ve ülke Light’a yani Kira’ya tanrı gözüyle bakmaya başlar. Tabii ki Light’ın babası Kira’dan hoşlanmıyordur çünkü kimin ölüp kimin yaşayacağına tek bir kişinin karar verebiliyor olması adamı rahatsız etmektedir.
Dikkat! Yazının bundan sonraki kısmı ciddi anlamda spoiler içermektedir.
Daha sonra işe FBI ve L katılır. Hah işte zurnanın zırt dediği yere geldik. L ve Watari’yi ancak bu kadar kötü anlatabilirlerdi bunu da başardılar. Mia gider ve soruşturmaya katılan bütün FBI ajanlarını intihar ettirerek öldürür. Hikayede Rem’in olmaması ayrı bir eksiklik zaten. Tamam evet kısacık filme çok şey sığdırmaya çalışılmış ama Rem’i eklemeyerek çok büyük hata yapmışlar. Olay bir süreden sonra film Mia’nın -hala elim Misa diye yazmaya gidiyor- tamamen “Senin defterin var, benim niye yok?” olayına dönüyor. Dediğim gibi Rem’in olmaması çok ama çok büyük bir eksiklik.
Mia’nın tüm ajanları öldürüp Light’ın babasını öldürmemesi direkt dikkati Light’ın üzerine çeker ve L ışın hızıyla Kira’nın Light olduğunu söyler. Light L’in yüzünü görür ama adını hala bilmez. Filmde shinigami gözlerinin olmaması zaten büyük eksiklik.
Light Watari’ye L’in geçmişini araştırmasını emreder ve Watari filmde Montauk’taki yetimhaneden çok akıl hastahanesine benzeyen yere gider. Daha ismini dahi öğrenemeden Watari, Mia tarafından öldürülür. “Eee bu kadar mı yani? Hikaye hep Mia’nın saykoya bağlamasıyla mı gidecek?” derken Light sinirlenir ve Mia’nın yanına gider. Mia, Light’ın adını da deftere yazdığını ve defteri ona gece yarısından önce vermezse Light’a öleceğini söyler. Bunu gördükten sonra dedim ki “Evet batırmışlar.” Animenin en sadık karakteri Misa. Light için hayatının yarısını feda etmiş olan Misa filmde Light’a ihanet ediyor. Pes doğrusu.
L Watari’nin öldüğünü öğrenir ve sinirden kudurur. Bir polis arabasıyla Light’tı kovalar. Nerede o güzel akıl oyunları değil mi? Sevdiği arkadaşını kaybeden ana hikaye karakterlerinin sinirlenip intikam almak için hışımla hareket etmesi kadar klişe bir noktaya nasıl vardı Netflix bilmiyorum. Konuya dönecek olursak Light ile anlamsızca yakalamaca oynamaya başlayan L ve Light’ın yolu lunaparka düşer ve dönme dolapta buluşan Light ve Mia bir kere daha anlamsız bir konuşmaya dalarlar. Mia Light’a onu sevdiğini ve defteri ona vermesini söyler. Light ona defteri verir ve olan olur. Light deftere Mia’nın da adını yazmıştır. Dönme dolap yıkılır Mia düşer ve ölür. Light yaşamaya devam eder.
L hiçbir şey ispatlayamadığı için soruşturmadan men edilir ve tekrar çılgına döner. Light’ın odasını karıştırır ve bir yaprak bulur. Tam Light’ın ismini yazacaktır ki şak diye film biter. “Hö? Ne oldu şimdi?” diyerek kaldım öylece. O kadar saçma bir yerde bitti ki film. “Hay ben sizin yapacağınız işe…” dedirtti.
Uzun lafın kısası filmi hiç beğenmedim. Filmden oldukça umutluydum bana göre Japonların Hollywood’da daha çok yer almaları için çok ama çok güzel bir fırsattı. Ciddi anlamda film hakkında yüzümü tek güldüren şey Masi Oka’yı çok çok kısa da olsa görmek oldu. Evet filme çok şey sıkıştırmaları gerekiyor çünkü süre olarak kısıtlı ama 1 saat 40 dakika yapacağınıza hiç olmazsa 2 saat yapsaydınız da boşluklarınızı doldursaydınız be kardeşim. Öte yandan film, Death Note mangasını okuyup animesini izleyenler için yavan gelse de hikayeyi hiç bilmeyen izleyiciler için orta halli bir yapım olacağını söyleyebilirim.
Film hakkında sizin düşünceleriniz neler? Bizimle paylaşın.