Yuri!!! On Ice
Sıcak Sıcak
Yuri!!! On Ice
İsim: Yuri!!! On Ice, ユーリ!!! on ICE
Tür: Dram, Spor
Yayınlanma Tarihi: 06.10.2016
Kaynak: Orijinal (Yamamoto Sayo & Kubo Mitsurou)
Yönetmen: Yamamoto Sayo
Senaryo: Yamamoto Sayo & Kubo Mitsurou
Karakter Tasarımı: Hiramatsu Tadashi
Başlıca Seiyuular: Suwabe Junichi (Victor Nikiforov), Toyonaga Toshiyuki (Katsuki Yuuri), Uchiyama Kouki (Yuri Plisetsky)
Firma/Stüdyo: MAPPA
Müzik: Matsushiba Taku & Umebayashi Taro
Açılış: History Maker – Dean Fujioka
Kapanış: You Only Live Once – YURI!!! on ICE feat. w.hatano
6 Ekim’e kadar sonbahar sezonundan kaç tane anime başlamış olursa olsun, benim için sezonun asıl başlangıcı Yuri!!! On Ice’ın ilk bölümünün yayımlandığı bu tarihe denk geliyor. Açıkcası, beklentimi zaten daha sezon başlamadan paylaşılan tanıtım videolarıyla, seiyuu kadrosudan isimlerle ve MAPPA ile yükselten serinin bir de 2016 yılının abartısız en iyi ilk bölümlerinden biriyle karşıma çıktığına tanık olduktan sonra böyle bir giriş yapmayı görev bildim kendime.
İlk bölümüyle sadece benim değil, internette de görülebileceği üzere anime severlerden büyük bir kesimin takdirini kazanan Yuri!!! On Ice’ın duyurulduğu andan itibaren büyük merakla karşılanmasının artistik buz pateni gibi anime alanında popüler olmayan bir sporu konu edinmesi başta olmak üzere pek çok sebebi var aslında, ne yazık ki bu sebeplerin hepsi için yerinde diyemeyeceğim. Serinin ismindeki “Yuri” kelimesi üzerine bile ne kadar farklı yorum yapıldığını bir kez daha belirtmeme gerek yok biliyorum. Serinin başlamasının ardından ise söyleyebilirim ki Yuri!!! On Ice ilk bölümüyle beklentilerini alışılagelmiş bishounen şovları ve shounen ai/yaoi/ senaryoları üzerine kuran izleyicilere bile onlara bundan çok daha fazlasını sunmaya hazır olduğunu gösteriyor.
Öncelikle, TRT 3’te artistik buz pateni yarışmaları izleyerek büyüyen bir neslin mensubu olarak bu sporu bir animede izlemenin ne kadar heyecan verici olduğu konusunda benimle hemfikir olan pek çok kişi olduğuna eminim. Ama Yuri!!! On Ice’ın cazibesinin sadece bundan kaynaklandığını söylemek fazla yüzeysel kalır. Farklı bir şekilde işlenecek olsa bayat kaçabilecek bir konuya nasıl ruh ve karakter katılabileceğine çok net bir örnek teşkil eden seri, izlediğim 22 dakika içerisinde büyülü bir etki bıraktı üstümde. Bu etkinin mimarı da Yuri!!! On Ice’ın yaratıcısı, adını Michiko to Hatchin’den tanıdığımız, döneminin öne çıkan yönetmenlerinden Yamamoto Sayo.
Ginban Kaleidoscope serisi dışında daha önce tam anlamıyla ele alınmadığını tahmin ettiğim artistik buz pateni sporunu Yuri!!! On Ice ile bizlere taşıyanın da bu isim olması pek tesadüf sayılmaz aslında. Persona 5 oyunundaki buz pateni temalı açılış animasyonunun yönetmenliğini yapan Yamamoto’nun, geçtiğimiz sene Animator Expo için yine buz pateni temalı bir kısa yapıma imza atması, yönetmenin bu spora Yuri!!! On Ice öncesinde de özel bir ilgisi olduğunu doğruluyor. Buz pateniyle harmanladığı diğer işlerinin aksine çok daha büyük bir yapım olan Yuri!!! On Ice’a geldiğimizde ise Yamamoto’nun ekibiyle birlikte bu projeye ne denli büyük bir tutkuyla bağlı olduğunu hissetmemek imkansız.
Teknik ekipten ziyade dikkat çeken ve pek çok başarılı ismi bir araya getiren seiyuu kadrosu, hiç şüphesiz Yuri! On Ice!!!’ın duyurulduğu andan itibaren merakla karşılanmasının nedenlerinden biri. Ana karakterlere hayat veren Suwabe Junichi, Toyonaga Toshiyuki ve Kouki Uchiyama‘ya eşlik eden sanatçılar arasında Ono Kensho, Fukuyama Jun, Miyano Mamoru, Murase Ayumu‘nun bulunması, insanın seiyuular konusunda şüpheye düşmesine izin vermeyecek gibi. Bakalım birbirinden ilginç görünen Yuri!!! On Ice karakterleri, bu usta isimlerin sesleriyle nasıl hayat bulacak?
Buz pateni üzerine bu kadar konuşmamın ardından serinin ilk bölümüne geçmenin vakti geldi. Bölümde odak noktasının sporun kendisinden çok ana karakterimiz olduğunu duymak sizi biraz şaşırtabilir ama Yamamoto ve ona senaryo konusunda destek veren Kubo Mitsurou’nun böyle bir yol izlemekle ne kadar doğru bir seçim yaptıkları ortada.
Çok da iyi şartlar altında tanışmadığımız 23 yaşındaki kahramanımız Katsuki Yu(u)ri, her ne kadar uğruna sevdiklerinden uzun bir süre boyunca uzak kalmayı göze aldığı ilk Grand Prix yolculuğunun bundan biraz daha görkemli sonuçlanmasını hayal etmişse de, yarışmayı sonunculuk tamamlamıştır. Yarışma öncesinde gerek stresten gerek Japonya’da bıraktığı biricik köpeğinin ölüm haberi gibi türlü sebeplerden ötürü her zamanki performansını sergileyemeyen Yuuri, belki de bu spor için yeterince iyi olmadığı düşüncesiyle bundan sonraki geleceği konusundaki planları ötelemektedir. Tuvalet kabininde annesiyle konuşmasının ardından göz yaşlarını serbest bırakıp o en zayıf hissettiği anda karşısında gençler kategorisi birincisi “Russian Yankee” Yuri Plisetsky’yi bulmayı da beklememektedir elbet. Serinin esas karakterlerinden olduğunu o dakikadan belli Yuri, yeni sezonla birlikte yetişkinler kategorisinde yarışacaktır ve onunla aynı ismi paylaşan bir başka sporcunun onun ismiyle dikkatleri üzerine toplamasının gereksiz olduğunu düşünmektedir.
Yuuri’yi şaşırtmakta hiç başarısızlığa uğramadığı gibi beni de sık sık ağzım açık bırakacağına inandığım şovun 27 yaşındaki yıldızı Victor Nikiforov, kariyerinin neredeyse sonunda olmasına rağmen performanslarıyla daha yerini bırakmaya niyeti olmadığını kanıtlayan, arka arkaya dört kez Grand Prix birinciliği almış başarılı bir sporcu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yuuri ve Yuri’nin yollarını kesiştiren kader, aynı zamanda Victor ve Victor’a büyüklüğü tartışılmayacak bir hayranlık duyan Yuuri’yi de birbirine bağlamaktadır. Victor’u idolü olarak benimseyen ve sırf onda olduğu için kaniş cinsi bir köpek edinip ona Victor -Vicchan- ismini bile veren Yuuri çocukluğunda artistik buz pateni için atacağı ilk büyük kararlı adımı Victor sayesinde atmıştır. Ne var ki Victor onu dengi bir buz patencisi olarak görmek yerine imza isteyen bir hayranla karıştırır.
Bu sahnelere yer veren altı dakikanın ardından bölüm bir yıl sonrasında devam ettiğimizde ise yaşadığı yenilgi ardından bir türlü dikiş tutturamayan ve kafasını toparlamak için memleketi Kyushu’ya geri dönen Yuuri, elinde bavulu ve belirsiz geleceğiyle aldığı kilolarını sakladığı montuna gömülmüş şekilde Hasetsu İstasyonu’nda görülür. Gidişi ardından beş yıl geçmiştir ve geri döndüğünde pek çok şeyin değiştiğinin farkına varır; buna rağmen evi ve ailesi fazla kiloları ve yenilgileriyle birlikte Yuuri’yi bağrına basar. Kendini sevdiği sıcaklığın içine bırakan Yuuri aslında içindeki buz pateni sevgisini de öyle derinlere gömmemiştir. Tıpkı çocukluk aşkına Yuko’yu hala kalbinden atamadığı gibi…
Bu iki şeye duyduğu sevgiyi bir araya getirerek kendini bir süredir içinde bulunduğu ve artık sıkıldığı umutsuzluktan kurtarmak isteyen Yuuri, idolü Victor’a altın madalya kazandıran enfes bir koreograyi Yuko’ya sunar. Victor’un performansıyla eşzamanlı izlediğimiz koreografinin sona erdiği ve Yuuri’nin duygularının zirve yaptığı final anında ise Hasetsu’da değişen şeylerden bir diğeriyle yüzleşmek zorunda bırakır bölüm bizi. Yuko, çocukken Yuuri’ye zorbalık yapan Nishigori ile evlenmiştir ve artık üçüz kızları olan bir annedir. O anda bilmediğimiz bir şey ise Yuko’nun küçük kızlarının Yuuri’ye hayatının sürprizini yaşatacak bir durumu tetikleyecek olduklarıdır.
Bu noktada karakterlerin ne kadar etkili biçimlendirildiğine değinmek istiyorum. Yuuri, normal şartlar altında sıradan etiketini yapıştırmanın çok kolay olduğu bir karakterken, hikayenin dokunuşları sayesinde hayal kırıklıkları, çabalamaları, ikilemleriyle sinirimizi bozmaktan ziyade çok daha gerçekçi, daha sevilesi bir portre çiziyor. Buz üstündeykenki tavrı ve ailesinin işlettiği kaplıcalarda rahatlarkenki hali arasında çizdiği kontrast Yuuri’yi yine büyüleyici kılan bir diğer nokta. Yuri Plisetsky’nin genç ve küstah profili ise zarafeti hiçbir zaman elden bırakmamasıyla -rakibini aşağılarken kullandığı parmak hareketinden bile- güçlü bir izlenim yaratıyor ve karakterin Yuuri ile nasıl ilişki kuracağı sorusu merakımı körüklüyor.
İlk bölümü izleyen pek çok kişiyi kendine hayran bırakan Victor, sıcak karakterinin yanında bizlerle -varsa- kendi zayıflıklarını ya da korkularını paylaşacak mı bilmiyorum ama sadece sanatını sergilerken şahit olduğumuz kusursuzluğu bile onu izlenesi kılıyor. Ayrıca, karizmatik, hatta seksi olarak nitelendirilen Victor karakterinin ünlü Rus sporcu Yevgeni Pluşenko‘dan esinlenildiği yönünde yakıştırmalar ortalıkta dolaşıyor şu günlerde. Hatta Japonya’nın 20 yaşındaki büyük yeteneği Hanyu Yuzuru‘nun küçüklüğünden beri Yevgeni’ye hayranlık duyduğunu itiraf etmiş olması Yuuri ile Yuzuru için de bu yönde bir benzetme yapılmasına önayak oluyor. Unutmadan, bölümde dikkatimi çeken karakterler sadece Yuuri, Yuri ve Victor değil. Şimdiye dek çok büyük bir rol oynamasalar bile bale öğretmeni Minako’nun, genç anne Yuko’nun ve Katsuki ailesinin kadınlarının da dolu dolu tasarlandıklarına, rastgele birer karalama olmadıklarına inanıyorum.
Serinin animasyonlarına geldiğimde ise öncelikle MAPPA’ya teşekkür etmek istiyorum. Akıcı ve dinamik olmasının yanında artistik bir yanı da bulunan buz patenini, zarif aynı zamanda böylesine etkileyici şekilde ortaya koymaları takdire değer. Japonya’da iki kez ulusal buz şampiyonasında birinci gelen Miyamoto Kenji‘nin sorumlu olduğu, gerçekçi şekilde modellenen koreografiler için tamamen elle çizim tercih edilmesi, kameranın dönüş etkisinin performanslar boyunca izleyiciyi bırakmaması ve hareket algısını böyle güzel yansıtmasıyla Yuri!!! On Ice’ın animasyonları alkışı hak edecek seviyede. Bölümün yüksek tempoya sahip diyaloglardan oluşan ilk yarısının ardından, iki erkek sporcunun aynı koreografiyi farklı yerlerde gerçekleştirdiği sakinleştirici performansları, iç içe geçmiş birer sekans olarak sunmaları ise harika olmuş.
Bunun yanında Kiseijuu: Sei no Kakuritsu’da karakter tasarımlarını yapan Hiramatsu Tadashi’nin Yuri!!! On Ice karakterleri için imza attığı iş seriye yine artı puan kazandırıyor. Animasyonlar konusunda izleyicileri tereddütte bırakacak şey zaman zaman gördüğümüz chibiler bana kalırsa ama chibiler dışında zaman zaman komedi yönünde farklılaşan çizimler, seriyi buzun soğukluğundan uzaklaştırıp, ısıtıyor. Son olarak hiç tarzım olmayan History Maker şarkısının açılış animasyonlarıyla bütünleşişine ve özellikle kapanışta yer eden Instagram temasına bayıldım.
Yazımın sonuna geldiğim bu noktada, çok da verimli geçmeyeceğine inandığım bu sezonu benim için güzel kılacak serilerin başında Yuri!!! On Ice’ın olduğunu vurgulamak istiyorum. Bundan da öte umuyorum, serinin belli bir kesim yüzünden birtakım çerçevelere sıkıştırıldığı ve sadece bu çerçevede değerlendirilip onu kaliteli ve estetik yapan diğer tüm yönlerinin gözardı edildiği konusunda üzülmek zorunda kalmam.
http://www.dailymotion.com/video/x4w6x28_yuri-on-ice-op_shortfilms
http://www.dailymotion.com/video/x4w7739_yuri-on-ice-ed_webcam