Bleach 670 İnceleme
Bleach Manga 670. Bölüm İncelemesi
Öyle durumlar vardır ki bazı insanlar bunlardan memnun olurken bazıları bayağı hoşnutsuzluk yaşar. İşte Bleach’in yeni bölümü bazı takipçilerini memnun ederken bazılarını bayağı üzmüştür diye düşünüyorum. Şöyle ki bir çizgi grafik düşünsek bölümle alakalı; bazı takipçiler için beklenti en tepede başlayacak, sonra bu beklenti ve heyecan yavaş yavaş düşerken bir anda dibe vuracak, belki eksilere düşecek. Bunu diğer kısımdaki takipçiler için düşünürsek beklenti, heyecan yine en üst seviyede başlayacak, sonra bu grafikte de çizgi yavaş yavaş düşecek ve neredeyse dibe vuracakken bir anda yine beklenti ve heyecan seviyesi en üstlere çıkacak. :) İşte ben bu kısımdayım sanırım. :) Tahmin ediyorum ki Bleach’in kadın takipçilerinin birçoğu da bu grafiğin gösterdiği örneklem içerisinde yer alıyor. :) Ne diyor bu kız derseniz hemen başlıyorum.
Geçen bölüm, Gerard Zaraki tarafından ikiye bölünmüştü ama çoğumuzun hem fikir olduğu gibi kendisi bölündüğü yerden tekrar birleşerek yepyeni, ışıl ışıl şekilde yine karşımıza çıktı hatta Zaraki’yi de bayağı harcayıp hareket edemeyecek hale getirdi. Sonrasında Hitsugaya’nın yapraklarının da sonuncusu yok olmaya başlarken Byakuya, “Sen artık Bankai’ını kullanmayı bırak son noktaya geldin zaten!” kıvamında söylenerek bütün işi üzerine almayı düşünüyormuş gibi görünürken Hitsugaya, son yaprağın kaybolmasının bir son olmadığını aksine Bankai’ı “Daiguren Hyourinmaru”nun tam anlamıyla olgunlaştığını söyleyerek benim de dahil olduğum o ikinci grafiğin istatistiksel verilerinin oluşmasına sebebiyet verip büyüyor. :)
Bölümün özeti kısaca bu olsa da detaylandırılması gereken noktalar elbette var. İlk olarak Gerard konusuna gelirsek beklenen oldu ve ölmedi. Bu kısım cepte zaten. Adam Kral’ın kalbiyse öyle kolay ölmeyecektir falan filan. Bir de Gerard’ta böyle kesme, biçme veya kısaca öldürme maksatlı yapılan şeyler işe yaramıyor. Sonrasında mucizevi bir şekilde geri dönüyor kendisi daha da güçlü olarak. Bunu söylemekten dilinde tüy bitmiştir zaten. Peki tamamıyla kesme iç güdüsüyle yapılan ve başarıya da ulaşan Zaraki’nin bu saldırısından sonra neden sadece tekrar birleşmek yerine birleşmenin yanında görüntüsü de değişip kılıcına kadar yenilendi? Burada açık şekilde yenilenme bakımından bir değişiklik söz konusu görünüş olarak. Bunun nedeni bence Zaraki tarafından ikiye ayrıldığında gözüken Quincy Haçı ile alakalı. Zaraki’nin bu Haç’a zarar vermesine ramak kalmıştı ve belki de bu yüzden farklı bir yenilenme durumu ortaya çıktı.
Şimdi Gerard ile Byakuya’nın ilk karşılaşmasına bakarsak Gerard’ın hali Byakuya’nın saldırılarıyla içler acısı hale gelmişti ki bu Hinamori’yi bile dehşete düşürmüştü. Gerçekten Gerard ölümün kıyısındaydı ve bu noktada muhtemelen o Haç devreye girdi ve Gerard’ta mucize adı altında radikal değişiklikler yaptı. Gerard büyüdükten sonra kolunun kopması vs. ana yapıya çok da zarar vermediğinden ve ölüm de aşikarane bir şekilde yakın olmadığından kolun yeniden çıkması vs. yetiyordu. Ama burada Zaraki yine Gerard’ı dev halindeyken dahi ölümün kıyısına getirmeyi başardı. Hatta belki de o Haç’a zarar verebilecekti. Bu durumda Haç yeniden devreye girerek yine Gerard üzerinde radikal değişiklikler yaptı. Peki o zaman bu Gerard nasıl yenilir derseniz bence cevap bu anlattıklarımda gizli. Gerard’ın yok edilmesi için o Haç’ın yok edilmesi ya da ne bileyim Gerard’ın içinden çıkması lazım. Şöyle bir düşünce de aklıma gelmedi değil. Haç sadece kendini korumak için Gerard’ı koruyucu bir kalkan, bir zırh veya koruyucu bir deri olarak her tehlike anında yeniliyor olabilir.
Zaraki’ye gelirsem tabii ki Zaraki’nin bir kenara atılması benim de hoşuma gitmedi. Başladığı işi yine kendisi bitirmeyi seven Zaraki’ye gitmedi bu durum. Ancak Yachiru’nun araya girmesiyle buna birtakım açıklamalar getirilmeye çalışılmış. Şöyle ki Yachiru Zaraki’den bedeninin kaldıramayacağı bir gücü açığa çıkardığı için özür diliyor. Bugüne kadar Bankai nedir bilmeyen, Bankai’ın sınırlarını bilmeyen, Bankai’ı bırakın kendi sınırlarını bilmeyen bir insan için nereden baksanız mantıklı bir açıklama. Bu durumun tepki çekmesinin tek nedeni ise Zaraki’yle alakalı beklentilerin çok üst düzey olması. Bugüne kadar Bleach’te belli isimlerle alakalı beklenti periyodik olarak yükseltildi ama birkaç kişi bu beklentilere uymadı maalesef. Ben yine de Zaraki’yi bu kısma dahil etmiyorum, edemiyorum. Çünkü gücüyle alakalı bilgisi olmayan, bu gücü kaldıracak bedensel gücü olmayan ya da en azından bu güce hazırlıklı olmayan bir insanın başına bunların gelmesi normal. Asıl tüm gücünün farkında olup, bu gücünü belli bir farkındalıkla ortaya çıkardığı zaman buna benzer bir durumun yaşanması hayal kırıklığı yaşatır bana. Yalnız şu görüntü de beni gerçekten sarstı. Bu kadarı olmalı mıydı Kubo-sensei?
Bir de geçen hafta değindiğim gibi Zaraki’nin Bankai kullanması ile bilincinin devre dışı kalmış olduğu Byakuya tarafından da vurgulanıyor. Hatta Hitsugaya “Mesafe mi koysak?” gibi bir cümle kuruyor. :)
Bölümle alakalı en çarpıcı noktaya geldiğimizde Hitsugaya’nın Bankai’ı ile alakalı tüm bildiklerimizin bir yalan olduğunu görüyor ve Bankai’da yer alan son yaprağın da yok olmasının bir son değil aksine başlangıç olduğunu anlıyoruz. Şimdi bu Bankai’daki yaprakların yok oluşuyla alakalı daha önce nasıl bir açıklama yapılmıştı tam hatırlayamıyorum doğrusu. Benim aklımda yapraklar bittiğinde Bankai da bitiyor diye kalmış. Şimdi bu vakit kıtlığında önceki sayılara bakmayı da gözüm almıyor. Tek diyebileceğim umarım daha önceki açıklamayla tutarlı bir gelişmedir bu. Bu bölümle yaprakların hepsi yok olduğunda Bankai’ın tam olgunluğa eriştiğini ve bununla paralel olarak Hitsugaya’nın da olgunlaştığını görüyoruz. Bununla alakalı söyleyebileceğim pek bir söz yok böyle bir şey beklemediğimden. Ancak bugüne kadar en güçlü buz zanpakutousu olarak tanıtılan bu kılıcın bunun hakkını artık vermesi gerektiğini söyleyebilirim, hele hele de Shikai’ı bile Bankai seviyesinde olan Rukia’nın buz tipindeki zanpakutousundan sonra . Bazı takipçiler Kubo-sensei’nin Hitsugaya’ya sürekli amiyane tabirle “kıyak” geçtiğini savunsa da Hitsugaya’nın geçmişine şöyle bir baktığımda “Bu mu kıyak geçmek allasen?” demek istiyorum. Bazı takipçiler ise bundan hareketle Hitsugaya’nın ezikliğinden dem vuruyor ki çocuk yaşta kaptan olmayı başarabilmiş ve aslında geliştirilmeyi bekleyen birçok potansiyeli içinde barındıran birine yapılan haksızlık olarak görüyorum bunu da. Ancak pek çok yerde sırf ilgi çekmek adına “fanservice” kaynağı olarak kullanıldığını da kabul ediyor ve göz ardı etmiyorum.
Sonuç olarak üzülmeme sebep olan ama aynı zamanda bir dahaki bölüm için beklentiye sokup heyecanlandıran bir bölümdü bu. Fanservice’te de bayağı başarılıydı. Zira Hitsugaya’nın olgun halini görüp de heyecanlanmamak bana ters. >.< Haftaya görüşmek üzere.