Bleach 665 İnceleme
Bleach Manga 665. Bölüm İncelemesi
Bir haftalık bir aradan sonra merakla beklenen yeni Bleach bölümüyle karşınızdayız. Bölümle alakalı diyebileceğim ilk şeyse uzun zamandır böyle güzel bir sayı okumadığımdır. Ne yalan söyleyeyim Urahara’nın Bankai’ı ile ilgili birtakım korkularım vardı ama Kubo-sensei hepsini boşa çıkardı. Hatta geçen hafta yaptığım birkaç öngörüden birinin de kısmen tutmasını sağladı. Teşekkürler Kubo-sensei ikisi için de. :)
Geçen sayıda Urahara “Bankai” demiş ve bizleri büyük bir merak içerisinde bırakarak mangayı sonlandırmıştı. Bu hafta, yeni sayıyla beraber bu Bankai konusunda az çok fikir sahibi olduk ki benim beklentilerimin ötesinde müthiş bir Bankai kendisi. Urahara’nın kendi ifadesiyle ilk defa birinin önünde kullandığı “Kannon Biraki Benihime Atarame” isimli bu Bankai görünüşüyle ve boyutuyla duygularını belli etmekten geri durmayan Askin’i ziyadesiyle korkutuyor ve Yhwach’ın Urahara’nın Bankai’ı ile ilgili bilgi vermediğinden dem vurarak Urahara’dan Bankai’ının gücünden bahsetmesini istiyor. Urahara da “Söylememe gerek yok. Birazdan tadacaksın zaten.” kıvamındaki ayarı Askin’e verdikten sonra dediği gibi oluyor ve Askin’in kolundaki ve ellerindeki derisi sanki onları bir arada tutan bağlar çözülürmüşçesine ikiye ayrılmaya başlıyor.
Bu arada Kannon Biraki, benim de geçen hafta değinmeye çalıştığım Avalokitesvara’nın yanında, çift kanatlı kapıları ortadan açmak veya hayvanları fileto tarzında ortadan ayırıp etini soymak anlamlarına da gelebiliyormuş ki Askin’in yaşadıkları da tam olarak buna işaret ediyor sanki. Tabii ki Askin bu duruma maruz kalınca mümkün mertebe Bankai’den uzaklaşıyor ve kurtuluyor. İşte burada Urahara, Bankai’ının zayıflık sayılabilecek bir özelliğinden bahsediyor. Bundan da bu Bankai’ın etki mesafesinin, menzilinin sınırlı olduğu ortaya çıkıyor.
Ancak mücadelenin bu kısmından itibaren Bankai’ın Avalokitesvara ile ilişkisi de ortaya seriliyor bence. Zira bu Bankai, dokunduğu her şeyi yeniden yapılandırma gücüne sahip ki Urahara’nın da gözlerini dokunarak tedavi ediyor. Bu yeniden yapılandırma ifadesinin aslında oldukça geniş bir kapsamı olmasına rağmen burada tedavi mahiyetinde ortaya çıktığından, durumu açıklamak adına tedavi veya iyileştirme kelimesini kullanmakta bir sakınca görmüyorum ki bu da Merhamet Bodhisattvası olarak adlandırılan ve her derde deva olma gücüne sahip Avalokitesvara’nın iyileştirme gücüne işaret ediyor bence. Tabii biraz önce dediğim gibi yeniden yapılandırma yeteneğinin bununla sınırlı olmadığını, iyileştirme yeteneği dışında mutlaka başka yetenekleri de barındırdığını düşünmekteyim. Bu tedavi süreci de Askin’in derisine yaptığının tam tersi olarak görünüşte dokuları birleştirme, bir nevi dikiş atma olarak karşımıza çıkıyor. Burada dikkatimi çeken bir diğer nokta Urahara’nın iki gözünün de kör olmuş olması. Geçen sayıda Askin’in halka saldırısı sanki tek bir gözüne saplanmış gibi gelmişti bana ama o zaman Askin bu halkanın saplandığı yere odaklanıp orayı yok ettiğini söylemişti. Hatta bununla kalmayıp tek tek iç organlarını da yok edeceğini söylemişti. Şimdi burada halkanın saplandığı yer olan göze odaklandığından diğer gözü de yok ettiğini varsayabiliriz. Bir de Urahara’nın tedavi sürecinde sanki sadece gözleri değil boyun taraflarında bir yerlere de dikiş atılıyor gibi gözüküyor. Bundan dolayı halkanın gözden yola çıkıp iç organlara da indiğini düşünebiliriz. İki durumda olası gözüküyor ancak bu konuda bunlar dışında pek de fikrim olduğunu söyleyemem.
Urahara, gözlerinin tedavi olmasıyla Askin’e saldırıyor ve bu durum Askin’i oldukça şaşırtıyor. Ancak buna rağmen Urahara’nın hala mükemmellikten uzak olduğunu söyleyen Askin, oluşturmuş olduğu zehir bariyerinden kaçmanın imkansız olduğunu tekrar dile getiriyor ve hatta Uarahara’nın hala nefes alabilmesinin bu bariyer içindeki zehir miktarını istediği gibi ayarlayabilmesinden kaynaklandığını belirtiyor. Ancak sonrasında öyle bir şey oluyor ki Askin bu nezaketini pahalıya ödüyor. Zira bariyer içindeki zehir miktarını arttırıp Urahara’nın işini hemen bitirmemesi, zeka seviyesi oldukça yüksek bir adamın çözüm yolları düşünebileceği bir zaman aralığı yaratıyor. Şöyle ki Urahara bu bariyer için “Kaçılamayacağı içine girilemeyeceği anlamına gelmez.” diyor ve anladığım kadarıyla Bankai’ını kullanmaya başladığından bu yana yine Bankai’ı vasıtasıyla bariyerde bir gedik açmaya çalışıyor ve başarıyor da. Bu noktada bariyerdeki zehir miktarı yüzünden zorlandığı belli olan Urahara Askin’in işini işini bitirmesi için sahneyi açtığı gedikten içeri sızabilen Grimmjow’a bırakıyor. Evet evet Grimmjow!! Kyaa!! :D
Grimmjow arkadan yaklaşarak Askin’in kalbini söküyor yanlış anlamadıysam ne yazık ki. Ne yazık ki dedim. Çünkü bana göre en karizma, en güçlü, en aklı başında Elit’ti Askin. Gerçi ölüp ölmediği de muamma. Bir şey olmazsa hiç şaşırmam. Bu arada unutmadan Urahara’nın söylediklerinden anladığım kadarıyla bu bariyerde gedik açma fikri Grimmjow’a ait. Muhtemelen Urahara, Yoruichi’ye yardıma gelirken yolda Grimmjow’a rastlamış ve Askin’in bu çember/bariyer güçleri hakkında gerekli bilgiyi almış gibi geliyor bana.
Bölümden yeterince bahsettiğimi düşünerek biraz daha Urahara’nın Bankai’ına değinmek istiyorum. Daha önce Urahara Ichigo’ya eğitim verdiği sırada Bankai’ının eğitmeye uygun olmadığını söylemişti ki bu sayı ile bu bence kanıtlanmış oluyor. Bugune kadar Uarahara’nın bu Bankai’ı kullanmamasının sebepleri ise hiç bu kadar köşeye sıkışmaması ve kendisi dışında öne sürecek adamın kalmaması bence. Gerçi sonunda yine Grimmjow olaya dahil oluyor ama bu sefer Urahara garip icatları dışında tamamen kendi yeteneğini ortaya koyuyor. Şöyle bir geçmişe baktığımızda Urahara hep geri planda durup kritik anlarda gizemli icatlarıyla olaya müdahale edip; daha çok savaşta aktif olarak yer alanlara destek veren biriydi ve demin de dediğim gibi bu kadar köşeye sıkıştığı bir durumda hiç kalmamıştı. Aizen olayında dahi bu böyleydi. Bir de bu Bankai’ın Aizen karşısında işe yaracağı, açıklanan şu yeteneklerine dayanarak söyleyebilirim ki biraz şüpheli. Tabii başka yetenekleri varsa o ayrı. Ancak Bankai’ın şu haliyle Aizen karşısında, Aizen’in Shikai’sinin illüzyon gücünü de hesaba katarsak pek bir şansı yok bence. Bir kere ilk başta bu sayıda açıklanan mezil sınırlılığı ve sadece dokunduğu şeyleri yeniden yapılandırabilmesi engel teşkil ediyor ki Bankai’ı Urahara’ya dokunamayacak bir noktaya geldiği zaman bu özellik de işlevini kaybeder bu sayıda anlatılanlara göre. Bu tedavi ya da daha geniş kapsamlı haliyle yeniden yapılandırma mevzusunun dokunmak dışında başka zayıf yönleri olabileceğini de düşünüyorum ayrıca. Bunun dışında te başından beri bu Bankai’ı bilsek dahi Quincy’ler tarafından 5 Savaş Potansiyeli arasında bu Bankai yüzünden yer almazdı bence Urahara. Yine gizemli icatlarıyla ön planda olurdu. He tüm bunlar bu Bankai’ın muhteşemlğine gölge düşürüyor mu? Bence hayır. Şu ana kadar görülen Bankai’lar içinde bana göre en etkileyicisi ve güçleri ile zayıflıkları da bu sayıda gösterilenlerle sınırlı değil büyük ihtimalle.
Uzun zaman sonra en zevk aldığım Bleach sayısı buydu. Urahara’nın Bankai’ını gördük. Kısmen de olsa Bankai ile ilgili bilgiler elde ettik. Ben ve birçok takipçinin favori karakterleri arasında yer alan Grimmjow’u gördük. Elitlerin en düşük çenelisi ama en zarafet sahibi, en sevilesi, en iyisi Askin’in düşüşüne şahit olduk. (Tabii görünüşte. Askin bu. Ne yapacağı belli olmaz.) Umarım daha da iyi, daha da heyecanlı yeni bölümler bizleri beklyordur. Haftaya görüşmek üzere.