Bleach 664 İnceleme
Bleach Manga 664. Bölüm İncelemesi
Arkadaşlar “Şok olmaya hazır olun!” diyerek bu yazıya başlamak istiyorum. Zira bölümü okumadan önce duyduklarım ilk başta beni bile sarstı ve “Nasıl olur ya, şimdi mi!?” gibi tepkiler vermeme neden oldu. Sonrasında ise sakin kafayla mangayı okuyunca “Olmaması garip olurdu.” gibi bir yere vardı düşüncelerim. Neden bahsediyor bu kız derseniz o zaman vakit kaybetmeden bölümle alakalı naçizane düşüncelerime geçeyim.
Geçen hafta Askin zoru görünce Urahara ve Yoruichi ikilisine karşı Vollstandig formuna geçmişti. Askin’in Vollstandig formuna geçmesiyle görüyoruz ki rüzgar yön değiştiriyor ve Askin tekrar avantajlı konuma geçiyor. Bu yeni formuyla bir saniye kadar atak yapmadan sadece karşı saldırıyı alan ve dolayısıyla da 48 farklı tipte reiatsuya maruz kalan Askin’in çok çok hızlı bir şekilde bunları analiz edip bağışıklık geliştirebildiğini öğreniyoruz. Geçen bölümde söylediğim üzere Yoruichi’nin reiatsusu özünde değişmiyor sadece ruh halindeki değişimlere göre farklı bir reiatsu gibi algılanıyordu. İşte Askin, Vollstandig’e geçmekle bu durumu da bertaraf etmiş oluyor. Çünkü bağışıklık kazanma yeteneği tam da bu noktadaki eksikliğini kapatmak için var gibi. Neden derseniz ilk formunun aksine Askin, bu formda karşısındaki reiatsu fiziksel ve yüzeysel ne kadar değişirse değişsin; özünde, temelinde herhangi bir değişme olmadığı sürece zaten kazanmış olduğu bağışıklık bu yüzeysel değişikliğe anında uyum sağlayıp onu da etkisiz kılabiliyor. Yani Urahara’nın reiatsu değiştirme fikri böylece etkisiz kılınmış oluyor.
Sonrasında muhtemelen hepimizin kafasında yer alan “Urahara’nın vardır kenarda köşede birkaç planı.” düşüncesi Askin tarafından dillendiriliyor ve buna karşı bana göre gerçekten mantıklı bir şey yaparak, daha önce Ichigo ve tayfasını içine aldığı çembere benzer bir mantıkla fakat daha da güçlü ve gelişmiş; içindekilerin çıkamayacağı, yanılmıyorsam dışarıdakilerin de içeri giremeyeceği kubbemsi bir bariyerin içine hapsediyor Urahara’yı. Yine aynı mantıkla bu bariyerin içinde kalanlar zehirlenerek güçten düşmeye başlıyorlar. Bunun sonrasında klasik konuşmalar başlıyor. Urahara, çok da aşikar olduğu üzere Askin’in tüm bunları Yhwach’a olan bağlılığından yapmadığını ima ediyor. E Askin de bunu inkar etmeyerek, Yhwach’ın yanında, kuracağı yeni düzeni merak ettiğinden yer aldığını söylüyor. Hatta bunu sen de görmek istemez miydin diye Urahara’ya da soruyor. Bu sorudan sonra Urahara nedense sinirlenip bir kılıç hamlesiyle Askin’e saldırarak bunun pek de ilgisini çekmediğini söylüyor. Hatta burada Mayuri’yi öne sürüp o da senin gibi yeni şeyleri merak ederdi ama o; bunu gören göz olmak yerine, o yeni şeyi kendi elleriyle ortaya koyan olmak isterdi diyerek gerçek bir bilim adamının sahip olması gereken özellikleri vurguluyor.
Bu noktadan sonra bölümün can alıcı yerine yaklaşıyor ve Urahara’nın tek gözünü kaybedişine şahit oluyoruz. Nasıl oluyor bu derseniz Askin daha önce ölümcül doz yeteneği ile alt edemediği düşmanları üzerinde işe yarayan bir halka saldırısıyla bunu gerçekleştiriyor. Halka da Urahara’nın gözüne saplanıp tahrip ediyor. Bundan sonra bu halkanın saplandığı yere iyice odaklanıp orayı yok ettiğini söylüyor. Ancak daha sonra Urahara’nın gücünden dem vurup tek tek iç organlarını yok edeceğini belirtiyor. Şimdi burada benim anlayamadığım bir nokta var ki bu halka saplandığı yerden vücuda girip organları tahrip etmeye mi başlıyor yoksa Askin her bir organ için ayrı ayrı bu halkadan mı gönderecek? Açıkçası bu kısmı net anlayamadım. Tam da bu noktada artık iyice köşeye sıkışan Urahara yıllardır beklediğimiz, hakkında bir sürü teori üretilmiş “Kannon Biraki Benihime Atarame” isimli Bankai’ını salıyor.
Bankai’ın ismiyle alakalı kısacık bir araştırma yaptığımda Budist öğretilerinden Mahayana ile ilişkili olduğunu görüyorum. Bu öğretide yer alan Bodhisattva, acı çeken veya karanlıkta kalmış birini gördüğü zaman nirvanaya ulaşmasına ramak kalsa bile bunu bir kenara bırakıp tüm merhametiyle o kişiye yardıma giden tüm budalar için kullanılan bir ifadeymiş. Bu Bodhisattva, Uzakdoğu kültürlerinde karşımıza farklı şekillerde ve cinsiyette çıkabiliyor. Çin Budizm’inde ise Avalokitesvara, diğer deyişleriyle Guan Yin/Kuan Yin veya Japonca ismiyle Kannon olarak, dişi bir varlık şeklinde karşımıza çıkıyor. Merhamet Bodhisattvası olarak adlandırılan Guan Yin, dünyadaki sesleri dinleyerek nerede acı çeken biri varsa ona yardıma giden tanrıçavari bir varlık yanlış anlamadıysam. Birçok doğaüstü güce sahip olan bu kadın yine yanlış anlamadıysam neredeyse her derde deva olabiliyor. Hatta dünya üzerinde zor durumda kalıp da yardım bekleyen herkese ulaşabilmesi adına bazı kültürlerde bu kadının on bir başlı ve bin kollu vs. tasvir edildiği de oluyormuş. Demem o ki Kubo-sensei yine Budizm kaynaklı bir olayla bizleri karşı karşıya getiriyor. Guan Yin’in tedavi etme yeteneğinden yola çıkarak Urahara’nın Bankai’ının da böyle bir yeteneği olduğunu varsayarak ilk başta Askin’in zehrini bertaraf edip Urahara ve Yoruichi’nin tekrar güçlenmelerini sağlayarak bariyerin gücünü etkisiz kılabileceğini düşünüyorum. Bunun dışında Guan Yin’in sahip olduğu doğaüstü güçlerden yola çıkarak, bu Bankai’ın da böylesi güçlere sahip olduğunu hatta tıpkı Urahara gibi her derde deva olduğunu, her soruna bir çözüm bulabildiğini, yardıma ihtiyacı olanlara kritik anlarda yardım edebildiğini düşünürsek bu Bankai’ın gerçekten güçlü ve Urahara ile de gayet uyumlu bir Bankai olduğu sonucuna varabiliriz bence.
Urahara’nın Askin karşısında Bankai kullanması mevzusuna gelirsek, buraya kadar yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere Askin elitler içindeki en güçlü adamlardan biri. Vollstandig formuna geçmeden dahi pek çok adamı kolayca yere serebilmiş olan bu adamın karşısında, özellikle de şu yaşananlardan ve bariyerin varlığından sonra Urahara’nın bankai açmaması garip olurdu. Bankai kullanmasın da ölsün mü? Bir de Urahara bugüne kadar Bankai’ının gizemi yanında yapmış olduğu icatların gizemiyle de dikkat çeken biri ki 5 savaş potansiyeli arasında yer almasının nedenlerinden biri de bu. Bu adamın burada Bankai kullanmış olması yapacağı yeni icatlara ket vuracak değil. Hatta yeni icatların yolunu bile açabilir. Urahara’nın Bankai’ını bilmek veya görmek potansiyelinden hiçbir şey eksiltmeyecektir. Ama mesela Kyouraku’ya baktığımızda şahsi fikrimi söylersem bunun tam tersi bir durumla karşılaşıyoruz. Bu güne kadar gizem faktörü tamamıyla Bankai’ında toplanan Kyouraku’nun Bankai’ını görmemle hayal kırıklığı tavan yapmıştı bende. Hatta şu an bana sorsanız Kyouraku’nun Bankai’ı neydi, nasıl bir işlevi vardı vs. diye inanın cevap veremem. Ancak Urahara’da durum farklı. Demin de dediğim gibi isminin kaynağını da düşünerek asla böyle ummasam dahi Bankai’ı bizler tarafından beğenilmeyecek bir Bankai çıksa bile adamın Bankai kadar etkili yöntemleri var ve bugüne kadar yaptığı her şeyi bu yöntemler vasıtasıyla yapıp düşmanın gözüne korku saldı. Bu arada Kyouraku’dan bahsetmişken onun da tek gözünün tahrip edildiğini ve onun da dişi bir Bankai’a sahip olduğunu hatırlatmak istiyorum. Belki ileride bununla ilgili bir şeyler karşımıza çıkabilir.
Son olarak bu bölümle alakalı eklemek istediklerinizi belirtmenizden, Guan Yin konusunda yanlışım olduğunu düşündüğünüz yerleri düzeltmenizden veya bu konudaki eksiklerimi tamamlamanızdan memnuniyet duyarım. Ben de bu bölüm vasıtasıyla Guan Yin ile tanıştım ve vakit sıkıntısı nedeniyle genişçe bir araştırma yapamadım. Kısacası bü yüzden her tür bilgi, görüş ve düşünce benim için değerli. Haftaya görüşmek üzere. :)