One Piece 810 İncelemesi
One Piece 810. Bölüm İncelemesi
500 Million Berry Man Arc‘ında ağır ağır ilerlerken, One Piece 810 için manganın tarihindeki en karamsar, en kanlı bölümü demek hiç de yanlış olmaz.
Geçtiğimiz birkaç bölümdür -arada gördüğümüz kısa kısa maceralar dışında- tüm hikayelerin hazırlık aşaması olduğunu ve bizleri önümüzdeki olaylara yani yeni arc 500 Million Berry Man‘e ısındırdığını belirtmiştik. Önce Duke Inuarashi ardından Master Nekomamushi derken sırada hepimizin beklediği o kişi vardı: Jack.
Hikaye sırasına baktığımız zaman Jack ile ilgili birkaç şey öğreneceğimiz bölüm olduğunu tahmin etmek pek de zor değildi. Kapak sayfasını görünce bir an heyecanlandım bol bol Sanji göreceğimiz bir bölüm olacak diye ama Oda-sensei Jack‘i öne koydu ve bu kadar eğlenceli ve renkli bir hikayedeki en vahşet dolu panelleri bizlere sundu.
Geçen bölümde Master Nekomamushi‘nin saldırısından sonra Jack’in insan formuna döndüğünü yüzünün sadece ufak bir bölümünü görerek anlamıştık. One Piece 810′un hikayeye başlamasıyla Jack tüm ihtişamıyla bizlere sunuluyor.
Jack‘in insan formunu almasından sonra savaşın kızışacağı ortadaydı ki öyle oldu zaten. Burada hoşuma giden detay, Tra-guy’ın ekibinin Bepo‘ya yardım için savaşa girmesi oldu. Hoş bir ayrıntı olmuş diye düşünüyorum okuyucu ya da daha doğru bir ifadeyle Trafalgar D. Law hayranları için.
Savaşın anlatımı devam ederken buradaki bir nokta dikkatimi çekti. 5 gün boyunca süren savaşta, Mink Tribe üyeleri düzenlerini bozmadılar. Yani geceleri Master Nekomamushi ve ekibi savaşırken, gündüz de Duke Inuarashi ve onun ekibi savaştı Jack’e karşı. Bu kadar uzun sürede ve dinlene dinlene savaşan Mink Tribe‘ın karşısında sadece Jack‘in olduğunu unutmayalım. (Böyle yazınca Jack‘i sevmişim gibi oldu.)
Zaten bu noktada da savaşın nasıl gittiğini çok açık bir şekilde öğreniyoruz. Jack‘in karşısında savaşan Mink Tribe, sıradan askerleri ve hatta yapay devil fruit kullanıcılarını alt etse bile itiraf ettikleri bir konu var; Jack‘e üstünlük kuramadıkları. Aynı şekilde Jack‘in Master Nekomamushi ve Duke Inuarashi karşısında üstünlük kuramadığını da belirtmek gerekiyor.
Ne denirse densin Mink Tribe’ın az da olsa üstünlüğü var bu savaşta. Aralıklı olarak dinlene dinlene savaşan Mink Tribe ve hiç dinlenmeden savaşan Jack. Kadiou’nun sağ eli ve Three Calamities‘den biri olan Jack‘in muazzam bir güce sahip olduğunu biliyorduk. One Piece 810 ile bu güce birinci elden tanıklık ettik. Gaddarlığı ve gücüyle Jack gerçekten o ödülü hak ediyor gibi gözüküyor. Jack böyleyse, geriye kalan diğer 2 üyeyi gerçekten ama gerçekten merak ediyor. New World korkunç bir yermiş!
Jack‘in gücünden bu kadar bahsettikten sonra, Mink Tribe‘ı güçsüzmüş gibi göstermek çok büyük hata olur. Dinlene dinlene savaşsalar bile Master Nekomamushi ve Duke Inuarashi neredeyse Jack kadar güçlü olmalılar, belki bir parçacık daha az güçlü olabilirler ama kesinlikle aralarında büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Hatta savaş 5 günden fazla sürseydi, Jack‘in kesinlikle kaybedeceğini düşünüyorum. Diğerlerinin dinlenme fırsatı varken Jack ve ekibinin böyle bir fırsatı hiç olmadı. Belki 10 belki 15 gün ama bu tempoda sürseydi savaş, Jack‘in kazanma şansı yoktu, olamazdı. Sanırım, Jack‘in kendisi de bu şekilde düşünmüş olmalı ki savaşı kısa yoldan bitirmeyi ve Caesar‘ın silahını kullanmayı tercih etmiş.
Silahı gördüğümüz zaman, yıkıcı ve öldürücü etkisinin korkunç boyutlarına tanık olduk. Tüm Zou‘ya yayılan zehirli gaz Mink Tribe ekibini tamamen etkisiz hale getiriyor. Herhangi bir şekilde karşı konulamayan bu silah karşısında Mink Tribe buğday tarlasındaki başaklar gibi dağılmış ve tek tek ele geçirilmiş ve/veya öldürülmüş durumda.
Belki de One Piece tarihinin en vahşi ve kanlı bölümü olan One Piece 810‘un bu korkunç panellerine tanıklık ediyoruz. Gaz nedeniyle etkisiz hale getirilen Mink Tribe üyelerine Jack ve ekibi tekrar tekrar Wano‘dan gelen savaşçının nerede olduğunu soruyor ve katliama başlıyor. Etkisiz bir şekilde yatan Mink Tribe üyeleri, kılıçlarla, mızraklarla oldukları yerde öldürülüyor. Eksiksiz bir katliam. Daha güçlü olan savaşçılar ise çarmıha gerilip işkence ediliyor.
Bu korkunç katliamın 6. gününde Jack ve ekibi sonunda adayı terk ediyor. Bunun sebebini de Doflamingo‘nun yenilmesi olduğunu öğreniyoruz. 801. bölümü hatırlayalım. Jack, Doflamingo‘yu kurtarmak için Marines filosuna saldırmak üzereydi. Zou‘yu terk eden Jack‘in nereye gittiğini de biliyoruz.
Hemen ardından çok uzun bir aradan sonra Sanji karşımızda! Doflamingo‘nun yenilmesinin bir gün ertesinde Zou’ya ulaşan ekibimiz korkunç yıkıma tanıklık ediyorlar. Sanji‘nin bu ufak ekibin lideri konumunda olduğunu da görüyoruz. Zaten öyle olması bekleniyordu ama ekibimizin Sanji‘yi dinlediğini görmek hoş bir detay olmuş.
Sheepshead‘in hala Zou‘da kaldığını ve işkenceye devam ettiğini görmek çok hoş olmasa da, Brook ile karşılaşmasının fazlasıyla hoşuma gittiğini itiraf etmeliyim. Hiç sevmiyorum o Sheepshead‘i.
One Piece 810, son sayfasıyla bizlere fazlasıyla kanlı ve vahşet dolu paneller sunarken aynı zamanda önümüzdeki bölümler için beklenti ve heyecan hissini yaratmayı fazlasıyla başarıyor. Bir yanda kolunu kaybetmiş Master Nekomamushi ve bacağını kaybetmiş Duke Inuarashi (bunun sorumlusunun Jack olduğunu söylemiyorum bile) ile onların kurtulması için yalvaran Mink Tribe üyeleri.
İlginç bir ifade burada dikkatimizi çekmeli. Master Nekomamushi ve Duke Inuarashi için; Tüm dünyanın onları beklediğini ve tüm insanlar arasında bu ikilinin ölmesine izin verilmemesi gerektiğini söylüyorlar.
Bu ifadenin ileride kesinlikle hikayenin gidişatına çok büyük bir etki edeceğini düşünüyorum. Özellikle de Duke Inuarashi‘nin Shanks‘ı tanıdığını düşününce bu ikili Yonko karşısında kilit role sahip olacak gibi duruyor.
One Piece 810, gerek Jack‘i tanıtması, gerekse Sanji‘nin hikayesine bir adım yaklaşması ve de yarattığı heyecanla fazlasıyla başarılı bir bölüm olarak karşımıza geliyor. Oda-sensei birazcık da tarzı dışına çıkarak bol kanlı ve katliam içeren bir bölümü bizlere sunarak kendini adeta bir kez daha kanıtlıyor. One Piece‘in bu bölümünün severlerini fazlasıyla tatmin edeceğini düşünüyorum.