Dying Light PC İnceleme
PC İnceleme
Dying Light PC İnceleme
Tür: Korku, Hayatta Kalma
Çıkış Tarihi: 27.01.2015
Yapımcı: Techland
Yayıncı: Warner Bros. Interactive Entertainment
Diğer Platformlar: Linux, PS4, Xbox One
Harran’da 2014 yılında yapılan atletizm oyunları sırasında bir virus salgını olur. Salgın kontrol altına alınamayınca şehir tamamen karantinaya alınır. Şehirde hayatta kalanlar iki adamın yanında toplanır, Rais ve Brecken. Ana karakterimiz Crane ise şehre gizli bir operasyon için gelmiştir ve paraşütle iner inmez başladığı bu macerada iki taraf arasında zombilerle dolu Harran’da hayatta kalmaya çalışacaktır.
Açık dünya hayatta kalma oyunu olan Dying Light, E3 2013’ten beri takip ettiğim bir oyundu. Techland’ın yaptığı bir önceki seri Dead Island ile benzer birçok yanı olsa da oynarken daha farklı hissettiriyor kendini. Crafting olayı yine var, ancak daha da derinleştirilmiş. Loot olayı var, gezmeden hiçbir şey bulamıyorsunuz. Ve de Harran var, gezdikçe hikayesini öğrendiğiniz.
Dying Light’a açık dünya hayatta kalma oyunu dediysek de temelinde RPG olduğunu söylüyor bize, bir şeyler ürettikçe Survivor seviyemiz artıp yeni özellikler kazanıyoruz, bir yerlere tırmandıkça Agility, zombileri öldürdükçe Power seviyeleri artıyor. Açılan yeni özellikler sayesinde daha farklı stratejiler geliştiriyoruz. Gezdikçe hayatta kalanlarla karşılaşıp Harran’da neler olup bittiğini öğreniyor, sağda solda gezen kasaları açıp bize lazım olabilecek eşyaları buluyoruz. Oyunda yapacak tonla şey var ve size hiçbir şey söylemiyor. Gezmek ve fark etmek zorundasınız. Yoksa hayatta kalamazsınız bu zombi dolu şehirde.
Assassin’s Creed’de gezerken binalara tırmandığımız gibi tırmanabiliyoruz Harran’daki binalara. Sokaklardaki zombilere bulaşmamak için çoğu zaman çatılarda geziyorsunuz hatta. Açık dünya oluşu ve parkur mekaniğini kullanıyor olması size çok büyük bir özgürlük tanıyor. Kazandığınız seviye puanlarıyla açtığınız yeni özellikler ve oyunun sahip olduğu mekanikleri kullanarak hayatta kalma şansınız artıyor. Taa ki geceye kadar.
Harran’a gece çöktüğü zaman şehre doğru dürüst elektrik sağlanamadığından her yer karanlık oluyor, zombiler ise daha da güçleniyor. Bu yüzden kimse dışarı çıkmak istemiyor ancak geceleyin uçaklardan atılan malzeme ve antizin kutularını birilerinin gidip alması gerekiyor. Virüsü baskılayan bir ilaç olan antizin, ısırılan kişinin zombiye dönüşmesini engelliyor. Bu da antizini Harran’daki en önemli malzeme haline getiriyor. Hatta yiyecekten bile önemli.
Gece olduğu zaman oyun bir gizlilik oyununa dönüşüyor. Sadece karanlıkta ortaya çıkan, dengesiz diyebileceğim (Volatile) bir zombi tipi var. Bu arkadaşlar köşedeki mini haritada görüş alanlarıyla beraber gösteriliyor. Onlara yaklaşmamak en iyisi çünkü çok hızlı ve güçlüler ve takip etmeye başladıklarından itibaren sizi çok zorluyorlar. Crane’nin de gece güçleri iki kat artsa da kondisyonu yüksek olmadığından hemen tıkanıyor ve bu anlarda bu dengesizler bize yetişip iki tane çakabiliyorlar. O yüzden size önerim gece çöktüğünde sakin sakin gidin. Ara sıra fenerinizi açıp yolunuza dikkat edin (çünkü zifiri karanlık oluyor, doğru dürüst bir şey göremiyorsunuz). Ancak olur da önünüze bunlardan çıkarsa UV ışığı suratlarına çakıp kaçmaya başlayın.
Teknik kısımda ise Dying Light’a hayran kaldığımı belirtmek istiyorum. Son ayarda harika görünüyor ama son ayarda sürekli oynayacak bilgisayar bende olmadığından el mahkum düşürdüm ayarları. 1600×900’de low ayarda (AA kapalı) 30+ fps aldım GTX 660M’li MSI GE60 laptopta. Ayarları düşürmeme rağmen oyun güzel görünüyor, kendini oynattırıyor. Seslerin kullanımı da gayet başarılı. Yalnız konuşmalarda ister istemez o Arap aksanlı İngilizce’ye takılıyorsunuz bazen. Kontroller ise klavye-fare ikilisiyle gayet rahat.
Techland’ın bize söylediği 50 saatlik bir oyun süresi. Oyun yapısından kaynaklanan bazı eksiklere sahip olsa da bence başarılı olmuş ve Dying Light oynanmayı kesinlikle hak ediyor. Hepinize iyi koşular, arada antizin almayı da ihmal etmeyiniz.