Shigatsu wa Kimi no Uso

Sıcak Sıcak

Shigatsu wa Kimi no Uso

Shigatsu wa Kimi no Uso

 

Tür: Müzik, Dram, Romantik, Okul, Shounen

Yayınlanma Tarihi: 10.10.2014

Bölüm Sayısı: 22

Yönetmen: Kyohei Ishiguro

Senaryo: Takao Yoshioka

Ses Yönetmeni: Jin Aketawa

Başlıca Seiyuular: Natsuki Hanae (Kousei Arima), Risa Taneda (Kaori Miyazono), Ayane Sakura (Tsubaki Sawabe), Ryouta Ohsaka (Ryouta Watari)

Firma/Stüdyo: A-1 Pictures

Açılış: Hikaru nara (光るなら) – Goose house

Kapanış: Kirameki (キラメキ) – wacci

 

İzleyenleri,  kiraz çiçeklerinin uçuşan pembe yaprakları arasında bahar havası alabilecekleri bir atmosfere taşıyan müzik dolu sonbahar serisi. İlk bölümünü izledikten sonra Shigatsu wa Kimi no Uso’yu nasıl tanımlarsın deseler tüm düşündüklerimi bu cümle ile ifade ederdim sanıyorum. Ancak Kodansha’nın Yıllık Manga Ödüllerinde en iyi shounen kategorisinde ödül almış mangasını, tanıtım videosunda bir parça da olsa görme fırsatına sahip olduğum animasyonlarını ve de gerek serinin teması gereği gerekse Goose house’un ismi sayesinde müzik konusunda bende oluşturduğu yüksek beklentileri göz önünde bulundurduğumda, seri ile ilgili tek cümleden fazlasını söylemem gerektiğini düşünüyorum.

Shigatsu wa Kimi no Uso’nun müzikle harmanlanmış hikayesinde Kousei Arima annesi öldükten sonra piyano çalamayan 14 yaşındaki bir müzik dehası olarak karşımıza çıkıyor

Shigatsu wa Kimi no Uso

Ve ilk bölümde kafasına isabet eden bir beyzbol topu yüzünden hayata gözlerini yumuyor.

Yaşadığı kayıp ile sadece piyano çalma yeteneğini -belki de gereken cesareti ve isteği- kaybeden Kousei’nin kendi tabiri ile monoton olan ve piyanonun tuşları gibi siyah beyaz şeklinde ifade edilebilecek yaşamı, arkadaşı Tsubaki’nin ona anlattığı, kişinin birine aşık olmasıyla renk kazanan hayat kavramı ile fazlaca çelişiyor. Kendi durumunu “Piyanodan nefret ediyorum. Ama hala ona tutunuyorsam; bu başka hiçbir şeyim kalmadığı için olmalı. Piyanoyu çıkar, bomboşum. Geride çirkin bir rezonanstan başka bir şey yok.” şeklinde anlatan karakterimizin optimistliğinden (!) hiç şüphe duymuyorum doğrusu.

Kousei’nin çocukluk arkadaşı “tomboy” olarak nitelendirilebilecek Tsubaki ve tipik popüler sporcu Ryouta da animenin göz ardı edilemeyecek karakterleri olarak öne çıkarken hikayenin şekillenmesine zemin hazırlayacak asıl olay Tsubaki’nin arkadaşlarından biri ile Ryouta’yı tanıştırmak için ayarladığı buluşmada Kousei’den kendisine eşlik etmesini istemesiyle başlıyor. Buluşmanın olduğu gün diğerlerinin gelmesini bekleyen Kousei parkta bir kiraz ağaçlarının ortasında melodika çalan bir kız ile karşılaşıyor ve o an karakterin yaşamında var olmayan renklerle birlikte kaybettiklerini de bulabileceği bir dönüm noktasına dönüşüyor. Kaori ismini kızın olayların merkezine, daha doğrusunu bu üç arkadaşın arasına girmesinde de daha yaşanmadan tahmin edilebilen tesadüfler konuşuyor.

Shigatsu wa Kimi no Uso

İzleyenlerin hemen fark edebileceği üzere animenin kurgusunda daha ilk bölümden arkadaş grubu içinde ortaya çıkabilecek platonik ya da karşılıklı hisler ve duygusal açılımlar yer ediyor. (Bu noktada bana yayımlandığı dönem severek izlediğim Nagi no Asukara’yı hatırlattığını belirtmek isterim.) Dram türünün ilk işaretlerine ise Kousei’nin çocukluğuna yapılan geri dönüşlerde şahit olunuyor. Kendi ideallerini çocuğuna yükleyen, bunu yaparken de iyi ebeveyn olma konusunda sorgulanabilir bir tavır takınan hasta anne ve “Eğer seni mutlu edecekse, eğer hastalığı yenmene biraz yardım edecekse…” fikriyle hareket edip ondan beklenilen şeyi yerine getirmek için var gücüyle çalışan Kousei’nin hikayesine birinci bölümde giriş yapılıyor. İzlerken annenin, ölümünün ardından bile Kousei’nin hayatına ne büyük etkisi olduğu açıkça gözler önüne serilirken, bu etkiyi kıracak kişinin de bölüm sonunda Kousei’yi elinden tutup götüren Kaori olacağı üzerine şüphe duyma gereği hissetmiyor insan. Tabii dışarıdan cıvıl cıvıl ve gözüpek görünen Kaori’nin görüldüğü kadar dertsiz tasasız olup olmadığı da bilinmiyor.

Serinin animasyonları A-1 Pictures’a ait. Sıcak renklerin hakim olduğu hoş arka planlara -yer yer özensiz karakterler çizimleri ve hareketsiz görsellerin sebep oluşturduğu ufak kopuklukların olsa da- göz dolduran ışıl ışıl animasyonlar eşlik ediyor ki bu da konusuyla birlikte Shigatsu wa Kimi no Uso’yu benim sezon sezon görmekten hoşlandığım iç ısıtan serilerden biri olmaya aday gösteriyor. Ayrıca serinin müzik konusunda bilgili izleyicilerden aldığı olumlu bir yorum Kousei’nin piyano çaldığı sahnedeki animasyonun rastgele değil piyanonun çalınış tekniğine uygun olarak doğru şekilde yapıldığı ki yine müzik eksenli Kiniro no Corda: Blue♪Sky  serisi bu konuda sınıfta kalmıştı.

Shigatsu wa Kimi no Uso

Yazı boyunca serinin müzikle ne kadar iç içe olduğundan bahsettim; şimdi de bunu biraz açalım. Seri  birbirinden hoş görüntülerle süslü açılışını, Youtube’da seslendirdiği coverlar ile tüm dünyada pek çok hayran kazanan Goose house’un Hikaru nara parça ile yaparken ; kapanışta ise yavaş tempolu hoş bir şarkı olan Kirameki ile kulakların pası siliniyor. Bölümde Kousei’nin piyano çalma sahnesine Beethoven’ın Moonlight Sonata’ından Presto Agitato eşlik ediyor ve ben de eserin karakterin o anda yansıttığı ruh halini tamamladığını düşünüyorum. Piyano çalan Kousei, keman çalan Kaori ve seri içinde 22 bölüm boyunca göreceğimiz diğer karakterlerin sadece klasik müzikle kalmayıp başka ne gibi yapıtlarla karşımıza çıkacaklarını bilmiyorum ancak pek çok takipçinin romantik-josei türündeki beğenilen anime Nodame Cantabile ile ortak noktalar aradığı serinin bu konuda en az onun kadar iyi olmasını diliyorum.

Serideki başlıca seiyuulara gelirsek Kaori’yi seslendiren ismin Kyoukai no Kanata’da Mirai Kuriyama’yı seslendiren Risa Taneda olduğunu görüyoruz. Nagi no Asukara’nın Hikari’si, Tokyo Ghoul’un Kaneki Ken’i ve yine bir A-1 Pictures serisi olan Aldnoah.Zero’da Inaho Kaizuka’yı seslendiren isim Natsuki Hanae ise Kousei olarak karşımıza çıkıyor. Bu isimler yanında Nagi no Asukara’da Kaname’ye, Blood Lad’de Staz’a ses veren Ohsaka Ryota’yı Ryouta, Psycho-Pass 2’de Mika karakterini seslendiren Ayano Sakura’yı ise Tsubaki olarak dinliyoruz.

Shigatsu wa Kimi no Uso

Shigatsu wa Kimi no Uso bu sezon izleyicilerine görsel ve işitsel bir şölen sunuyor ama daha ilk bölümden söyleyebilirim ki serideki olayların işlenişi etkili bir biçimde yapılmazsa anime kurgu yerine sadece karakterler arası gelişmeleri takip etmek amacıyla izlenilen bir yapıma dönüşebilir. Bölümler ilerledikçe sadece Kousei ve Kaori değil diğer karakterlerin üzerine de düşülecektir, bu noktada da zaten tipik olarak görülen çocukluk arkadaşı kız ve popüler futbol oynayan çocuk modellerinin olduğu gibi bırakılmaması gerekmekte. 22 bölümünün iki sezon süreceği bilinen bu serinin sezona Fate/stay night: Unlimited Blade Works, Kiseijuu: Sei no Kakuritsu ya da Psycho-Pass 2 gibi sesli bir giriş yapmadığı doğru ancak sadece klasik müzik severler değil bu tarzdan hoşlanan pek çok kişi için sonbaharın en yüksek potansiyel gösteren animelerden biri Shigatsu wa Kimi no Uso bence.

Shigatsu wa Kimi no Uso

Hızlıca Paylaş!