Kenshin Yönetmeni Otomo’dan Açıklamalar
Büyük Heyecan Uyandıran Live-Action Kenshin Yönetmeni Otomo’dan Açıklamalar
“Amacım, öyle inanılmaz bir şey yaratmaktı ki normal insan sınırlarını ve dramatik hikayeyi bastıracak bir aksiyonla birlikte orijinal seriyle ilgili bütün harika şeyleri ortaya çıkarsın.”
İlk filminde de olduğu gibi kısa süre önce yayımlanmaya başlamasıyla birlikte dünya çapında büyük heyecan uyandıran Rurouni Kenshin live-action’larının yönetmeni Keishi Otomo, Tokyo Otaku Mode’un yaptığı ayrıntılı röportajda merak edilen soruları yanıtladı.
Orijinal film ve yeni seri, peki aralarındaki fark ne?
Orijinal filmiyle sıkça karşılaştırılan serinin devam filmleri Kyoto Inferno ve The Legend Ends’in Rurouni Kenshin’in ilk live-action’uyla aradaki farkı merak edilenlerin başında geliyordu. Otomo’ya göre bu farkın en önemli sebebi ilk filmde konunun çok kısıtlı olması. Olay yalnızca Kamiya Dojo’yu ve Kaoru’yu korumak etrafında dönerken, yeni seride Kenshin’in de yaratılmasında rol aldığı yeni Meiji dönemini korumak gibi daha geniş bir amaç var. Bu geniş amacın işlendiği filmlerde ise yönetmenimiz ekibin ve karakterlerin serinin orijinal haliyle uyumlu olmasına fazlasıyla önem vermiş. Bunun da filmlerde en çok ön plana çıkan şey olduğunu belirtiyor.
Serideki en ünlü tekniklerin filmde olmaması..
“Futae no Kiwami” ve “Amakakeru Ryu no Hirameki” gibi ünlü tekniklerin filmde kullanılmamasının sebebinin de zaman sıkıntısı olduğunu, ek olarak düzenlenmesi gereken bir konunun ise iki film arasındaki ilişkiyi değiştireceğini ve hikayenin düzgünce anlatılamayacağı düşüncesinde. Yönetmenimiz, başrol üzerine odaklanılmadığında seyircinin ilgisini kaybetmemesi için bu tarz teknikleri “filmler gibi zaman sınırlı sanatlarda” kesmeleri gerektiğini düşünüyor. Yine de tekniklerin hakkını veren Keishi Otomo, iki filmde de Sanosuke’nin Futae no Kiwami’yi temsil eden bir hareket kullandığını, bunu görebilmek için filmi daha dikkatli izlememizi öneriyor.
Takeru Satoh, Keishi Otomo’ya göre “nasıl” bir Kenshin?
Kenshin baş rolünü kapıp gönüllerimizde taht kuran Takeru Satoh’un role ne kadar yakıştığı konusunda ise Otomo, onun live-action için biçilmiş kaftan olduğu görüşünde. Zaten büyük bir Rurouni Kenshin hayranı olan Satoh’un, kendisi serinin live-action filminin yapılmasının imkansız olduğunu düşünmesine rağmen, beklentileri yükselttiğini anlatıyor. Yine de yönetmenimiz Satoh’u asla yüzüstü bırakmamış, ona her adımda mümkün olduğunca yol göstermiş ve bugünlere getirmiş. Bunun meyvesini ise tabii ki Takeru Satoh toplamış.
İlk filmden sonra “Bu, Takeru Satoh’un hayatının rolüydü.” yorumuyla serinin devamı için baş rolümüz daha da güçlenmiş ve kendisine güveni artmış. Böylece tam bir Kenshin imajına bürünen Satoh adına, Keishi Otomo’nun hiçbir endişesi kalmamış.
Keishi Otomo da bir zamanlar çizmiş!
Orijinal mangayı takip edip etmediği sorusuna ise ettiği, özellikle de senaryodaki konuşmaları belirlerken tekrar tekrar okuduğu cevabını veriyor zaten bir manga ve anime sever olan Keishi Otomo. Lisedeyken çizerliğe de merak saldığını söylüyor. Arkadaşlarıyla birlikte doujinshi’ler çizmeyi severken aynı zamanda kendisine favori manga karakterlerinden takvimler de hazırlarmış.
Ya filmler başarısız olsaydı?
Belki de en ciddi merak konusu. Bu endişe verici soruya Keishi Otomo “Bütün Rurouni Kenshin filmlerinin live-action versiyonu olacağını düşünürsek, “başarısız” çok da güçlü bir kelime sayılmaz.” cevabını veriyor. Bu yüzden de oldukça düşünceli davrandığını, manganın yaratıcısını olduğu kadar dünya çapında ünlü bir serinin hayranlarını da hayal kırıklığına uğratamayacaklarını bildiğini söylüyor. Asla kişisel zevklerini işin içine katmayıp, kitleyi tatmin edecek bir iş çıkarmak için çalışan Otomo, bu kadar geniş çapta sevilen bir manganın hakkını vermek istediğini, sonucunda da serinin oldukça zaman ve para harcanan büyük bir projeye dönüştüğünü iletiyor.
Son olarak Keishi Otomo oyuncuların ve ekibin birlikte bütün enerjilerini bu seriyi orijinaline bağlı olarak yapabilmek adına harcadığını ve Rurouni Kenshin’in dünyasını biraz daha bile iyi gösterebildiklerini ekliyor. “Yalnız gitseler bile, birçok insanın bu filmlerini görmesini istiyorum.” diyerek tamamlıyor sözlerini.